Bursa’da hane sayısı yaklaşık 950 bin seviyelerinde. Bunun anlamı, Bursa’da en az 950 bin konut bulunuyor.
Arz talep orantısına bakıldığında konut ve kira fiyatlarının artış göstermesi, talep çok, arz az anlamına geliyor.
Peki, Bursa’da talep neden fazla? Konut sayısı yetersiz mi?
İlçeler bazında bakıldığında, kiralık ve satılık konutları her yerde görmek mümkün.
Bursa’da ortalama konut metrekare fiyatları 6 bin 467 lira olurken, geri dönüş süresi 22 yıl olarak hesaplanmış.
Yine…
2022 yılı emlak endeksi ve bölge raporunda Bursa’da satın alınan 100 metrekarelik bir konutun ortalama fiyatı 485 bin 042 ile 808 bin 400 lira arasında tespit edilmiş.
Ocak ayında Bursa’da 3 bin 734 konut satışı gerçekleşirken, bu rakam bir önceki yıla göre yüzde 35 artmış.
Konut satışında Bursa, İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya’dan sonra beşinci sırada yer aldı.
Bu verilere göre, Bursa’nın ciddi konut ihtiyacı var. Ne kadar çok konut olursa, fiyatlar o kadar düşer.
Talep olmazsa, arz da olmaz, fiyatlar da orantılı hareket eder.
Bursa’da ciddi konut ihtiyacını, şehrin batısındaki hareketlilikten anlıyoruz. Nilüfer ilçesinin batıya kayan mahallelerinde imara açılan arazilere müteahhitler akın ediyor.
Döviz kurlarının seyrine aldırmayan müteahhit firmalar, krizi avantaja dönüştürmek için çabalıyor.
Alım gücü enflasyon karşısında dibe vuran orta direk vatandaş, çaresizlik bir müjde bekliyordu.
Herkes kendi konutu olsun, kendi evinde otursun ister.
Nitekim bu yarı müjde için Ağustos ayı işaret edilmişti.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Selçuk Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nü bitirmiş, Yüksek Lisansınım ise Kentsel Dönüşüm alanında tamamlamış.
TOKİ’de değişik görevlerde bulunan Bakan Kurum, inşaat sektörünün halinden anlıyor. Vatandaşın halinden anlıyor mu?
“Arazi kamudan, ev vatandaştan” kampanyası başlatmaya hazırlanan Bakan Kurum, vatandaşın halini de görmüş olacak ki, uygun ödeme koşullarında arazi satışına yönelmiş.
İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Adana gibi illerin pilot il olarak belirleneceği arazi satışlarıyla ilgili süreç ağustos ayında başlıyor.
Bakan Kurum, vatandaşın kendi evini yapabilmesi için büyükşehirlerde altyapılı arsa satışına başlayacaklarını açıklamıştı.
Bakanlık, bir yandan sosyal konut üretiminde gaza basarken, bir yandan da farklı modeller geliştiriyor.
Sosyal konut demişken, TOKİ’nin politikasını artık değiştirmesi gerekiyor.
TOKİ müteahhit gibi davranmayı bırakmalı, ticari kazanç olarak değil, sosyal projeler üzerinde çalışmalı.
Asgari ücretin 4 bin 250 lira olduğu günümüzde en düşük bin 800 lira kira veren aile, elektrik, su, doğalgaz faturalarını da eklediğinizde 3 bin lirayı bitiriyor maaşından…
Kalan bin 250 liranın gıdaya ayırması gerekiyor ki, yetmesi mümkün mü?
Kendi evini yapmak isteyen vatandaş için, şehrin gelişim çeperlerindeki hazine arazilerinin uygun ödeme koşullarında satışa çıkacağı bir müjde niteliğinde…
En azından vatandaş vereceği kira bedelini kendi evi için değerlendirir.
TOKİ’nin de bu konuda destek olması gerekiyor.
Bir araziye ev yapmak yerine prefabrik konutlar konusunda devletin teşviki olsa daha iyi olmaz mı?
Bakanlık, hazine arazilerini (eşi, çocukları ve kendisi üzerinde konut, otomobil olmayanlara öncelik tanınmalı) 100 metrekare olarak imara açıp satışa sunduğunda ödenecek aylık rakam ne olacak?
Ödenemeyecek bir rakam olursa, yine parası olan girer ve evi olmayan vatandaşın yine boynu bükük kalır.
Devlet, vatandaşın boynunu büktürmemek için çalışmalı.
Bir diğer konu da, devletin tasarruf tedbirlerini kurumlar üzerinde gerçekleştirmesi.
TBMM’de 600 milletvekili bulunuyor.
Hollanda’da 150, Belçika’da 150, İspanya’da 350, Bulgaristan 240, Danimarka’da 179, Türkiye’de ise 600 milletvekili…
Türkiye, bu ülkelerden çok mu zengin?
Bazı siyasi parti milletvekilleri, fahiş fiyatlar konusunda eleştiri yapıyor. Eleştiriyi Meclis sandalye sayısı konusunda neden yapmıyor? Anlamak mümkün değil.
Bazı milletvekillerinin vatandaşın aklıyla oynarcasına yaptığı açıklamalarına karşısında ‘pes’ diyorum.
Vatandaşa 10 metrekare araziyi 100 bin lira verileceğine 50 bin liraya verilsin, milletvekilleri maaşlarından kesilsin. Milletvekilleri bir yıl maaş almasa ne olur? Fakirleşir mi?
Ya da birkaç kurumdan maaş alan belediye başkanları, başkan yardımcıları, ek maaşları almasa ne olur?
Konu vatandaş ise, devlet kurumlarından tasarruf yaparken, diğer yandan vatandaşı da gözetmek gerekmez mi?
Bugün hangi orta direk vatandaş 800 bin liraya konut alabilir?
Gelin araziyi 50 bin lira, prefabrik evi (2+1, 80 m2) 75 bin lira yapın. Devlet bankaları, faizsiz 10 yıl kredi versin. Yoksul vatandaşlar, kendi evinde otursun.
Önünde 20 metrekare bir bahçesi olsun, domates, biber, patlıcan, marul ve soğanını eksin.
Bu evlere elektrik, su ve doğalgaz yüzde 50 indirimli olsun.
Adı Millet Evleri olsun…
Var mısınız?
Sağlıklı ve esen kalın…
Mesut DEMİR