Batı Azerbaycan Topluluğu Ankara temsilciliği dün Ermeni yalanları ve Zafer sonrası ortaya çıkan gerçekler isimli sanal konferans düzenledi. Ankarabaku.com’un haberine göre, konferansta Azerbaycan’dan, Türkiye’den ve dünyanın çeşitli ülkelerinden yazarlar, araştırmacılar, bilimadamları, konuyu merak eden ve öğrenmek isteyen üniversite öğrenciler katıldılar. Toplantıda açılış konuşması yapan araştırmacı yazar, Batı Azerbaycan Topluluğu Ankara temsilcisi Dr. Derya Akdemir toplantıya katılan herkesi selamlayarak asılsız Ermeni iddialarına karşı tüm dünyadaki Türklerin güç birliği yapması gerektiğini söyledi. Ermeni yalanlarına karşı tam bir milli mücadele ruhuyla, hiçbir korku duymadan mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan araştırmacı yazar bazı ülkelerin Ermenilerin asılsız iddialarına inandığını, bunun da o ülkelerin uyguladığı çifte standart politikasından kaynaklandığını kaydetti. Dr. Derya Akdemir şanlı Azerbaycan ordusunun kazandığı zafere de değinerek, bazı gerçeklerin bu zaferin değiştiğine, artık dünyanın olaylara farklı gözle bakmak zorunda olduğuna dikkat çekti.
Daha sonra konuşma yapan Azerbaycan’da iktidarda olan Yeni Azerbaycan Partisi Milletvekili, Batı Azerbaycan Topluluğu Başkanı Doç. Dr. Aziz Alekberli öncelikle zafer dolayısıyla tüm katılımcıları tebrik ederek, her sene 24 Nisan öncesinde ve o gün sürekli olarak Ermenilerin yalan makinelerin yalan doğurduğuna dikkat çekti. Batı Azerbaycan Topluluğu başkanı, milletvekili Ermenilerin bu topraklarda hiçbir şekilde bir soykırıma maruz bırakılmadıklarını, tam tersi kendilerinin bölgede soykırım uyguladıklarını söyleyerek, tüm Türk yurtlarında Ermenilerin gerçekleştirdikleri soykırımların izlerine rastlamanın mümkünlüğüne dikkat çekti: “Örneğin Zengezur… Burası Azerbaycan’ın en eski topraklarından birisidir, eski tarihimiz o topraklarda yatmaktadır. Ermenilerin bu topraklara yeniden yerleştirilmesinin yüz yıllık bir geçmişi vardır” diyen Alekberli, şöyle devam etti: “Sovyet devletinin ilk yıllarında bu topraklar Azerbaycan’dan zorla alınarak Ermenilere verildi. Daha sonra 70 yıllık Sovyet döneminde bu topraklar Ermenileştirildi. 1988-1991’de Azerbaycanlılar bölgedeki 61 köyden vahşice sürüldü. Ermeniler bunu şimdi kabul etmek istemiyorlar, ancak Azerbaycanlıların köylerine dönmeleri ve kendi evlerinde yaşamaları için ilk aşamada şartlar oluşturulmalı. Aksi takdirde, o topraklara dönüş yolunu zaten biliyoruz. Zengezur’un Azerbaycan’a geri dönüşü Türk dünyası için büyük önem taşımaktadır, Türkler büyük Avrasya kıtasının tarihi sakinleridir ve bu bölgedeki halkların büyük çoğunluğu Türklerden ayrılmış veya doğmuştur. İnşaallah sayın Cumhurbaşkanımız, muzaffer Ali Baş Komutanımız İlham Aliyev’in sık sık söylediğpi gibi biz o topraklara tekrar geri döneceğiz.’’
Ermenilerin yaptıkları soykırımları görmezden gelmenin mümkünsüzlüğüne dikkat çeken diğer konuşmacı Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof.Dr.Toğrul İsmayıl Ermenilerin, yüz yıldır sözde soykırım iddiaları ile Türkiye’yi her platformda köşeye sıkıştırma gayreti içinde olduklarını, kendi yaptıklarının ise maalesef dünya kamuoyu tarafından gündeme getirilmediğini belirtti. Prof.Dr.İsmayıl yıllarca Ermenileri ‘‘Azerbaycan topraklarını işgalden vazgeçiniz. Felaket kapınızda!” diye sert şekilde uyardıklarını, Ermenilerinse bundan hiçbir şekilde bir sonuç çıkarmadıklarını söyleyerek, bugün artık kendilerinin gerçekten de zor durumda kaldıklarına vurgu yaptı. Her yıl 24 Nisan günü çeşitli ağızlardan Ermenilerle ilgili üzüntü dolu sözler duyduklarını, fakat bu sözlerin ve hatta alınacak en sert kararların bile uluslararası hukuk açısından ne Türkiye’yi, ne de Azerbaycan’ı bağlamayacağını söyleyen uzman konunun jepopolitik boyutuyla ilgili katılımcılara geniş bilgi vermeği de unutmadı.
Eski Azerbaycan Askeri Ateşesi, Milli Savunma Bakanlığı eski Askeri Başdanışmanı Em. Tuğgeneral Yücel Karauz konferansta 1915 olaylarına değinmeden önce kardeş Azerbaycan halkını ve tüm Türk dünyasını tebrik etti. O sırada gelişen bazı olaylara dikkat çeken Karauz tehcir sirasinda, Dâhiliye Naziri Talat Bey’in bu tehcirin amacinin kesinlikle Ermenileri imha etmek ya da cezalandirmak olmadigini, onlari savas sahasi disina tasimak ve zararsiz hale getirmek oldugunu bütün vilayetlere gönderdigi telgraflarla defalarca bildirdiğini sözlerine ekledi. Emekli Tuğgeneral bu telgraflarda Ermenilere taarruz edenlerin ve kötü muamelede bulunanların yakalanıp cezalandırılacağını, Ermenilerin malları ile ilgili kötü muamelede bulunan vali ve mutasarrıfların da cezalandırılacağını yazıldığını da ayrıca belirtti: ‘‘Hodri meydan, hep söylüyoruz açalım arşivleri, bakalım neler yazıyor orda?! Savaş sırasında, 1915 ve 1916 yargılamalarında otuzdan fazla Osmanlı askeri ve idarecisi niye yargılanıyor: Ermenilere kötü davrandıkları için… Peki, bu nasıl bir soykırımdır, Allah aşkına? Soykırımın ne olduğunu mu bilmek istiyorlar, o zaman bir zahmet, etraflarında, bu coğrafyada yaptıklarına baksınlar.”
Check Also
Haydar Aliyev Kültür Evinden Muhteşem Sölen
Kocaeli Azerbaycan Haydar Aliyev Kültür Evi’nde cumartesi günü gerçekleştirilen Türkiye ve Azerbaycan Dostluk ve Kardeşlik …