İzmit’in kurtuluşunda adı tarihe geçmiş kadınlar düşmana unutamayacakları darbeleri vurarak vatanını savunmuştur. “Dünyanın hiçbir kadını, ben vatanımı kurtarmak için Türk kadınından daha fazla çalıştım diyemez.” K. ATATÜRK
**
Yıl 1921 Haziran, İzmit işgal altındadır. Geri çekilme mecburiyetinde olan düşman İzmit’i yakıp yıkmakta, her taraf alevler içindedir.
Geri çekilirken bile alçakça ve rezilce işler yapıyor, rıza geçiyor, öldürüyor, soyuyorlar.
Ünlü çeteci Hrisantos ve adamları, Şile’nin hemen doğusunda, Kabakoz yakınındaki ağaçlıkta mola vermişlerdi. Kötü haber almışlardı bugün.
Bir çete Kandıra yakınında bir çetede Akçaova da kıstırılıp, yakalanmıştı.
Ah panoyu mu? Yunan tümeninin çekilmesinden sonra Türkler bölgeyi temizliyor olmalılar. Bu yüzden taşıyamadıkları yükü bırakıp yollara düşmüşlerdi. Hepsinin cebi, kuşağı ve heybesi para ve takı doluydu. Bu gecenin sonunda İstanbul’a gidip herkes birbirinden ayrılıp dağılacaklardı.
Akşam hepsi mutluluk içinde büyük bir ateş üzerinde iki kazan kaynıyordu. Çetecilerin hepsi traş olmuş derli toplu bir kılığa girişlerdi.
Çetecilerin birkaç ileri geleni şarap içerek Hrisantos’u dinliyorlardı.
Üzülmeyin vre. Bizimkiler Türk ordusunu tepeleyince yine buraya döner, Sakarya’nın ötesine ta Akçakoca’ya kadar gideriz. Yüzlerce yeni köy yani.
Davranmayın sarıldınız. Diye kulakları çınlama bir ses duyarlar.
Hrisantos ve onun gibi hızlı davranarak ayağa kalkınca silahlar patlıyor.
Anında başlarından vurularak devriliyorlar.
Dört yanlarını saran Kara Fatma (Fatma Seher) ve kızları çetecilere tüfeklerini doğrultarak elleri tetikte hazırdı.
Kara Fatma emretti:
“Silahlarınızı yere bırakarak ayağa kalkın!”
Kafaları ve suratları parçalananlar gözlerinin önünde duruyordu.
Hiç duraksamadan kalktılar.
“Tabancası ve bıçağı olanlar yere atsın.”
Attılar.
Herkes üzerinde, heybesinde ne varsa battaniyenin üstüne koydular.
“İşte böyle palikaryalar. Balta döner sap döner, bir gün gelir hesap döner.
İki yıllık yaptığınız zulmün, hayvanlığınızın, kundakçılığın hesabını verme gününüz geldi.
Sizi Divanı Harbe teslim edeceğiz.
Akıbetlerinin ne olacağını bildikleri için titriyorlardı.
Ela gözlü genç kadın usulca Kara Fatma’nın yanına sokularak, abla aradığım iti buldum diyerek ateşin yanındaki kişiyi gösterir.
Çeteci durumu anlayarak başını aşağıya eyerek kendisini gizlemeye çalışıyordu.
Ela gözlü kadın “Tanıdım mı beni?” diye sordu.
Irz düşmanı çeteci zor duyulan bir sesle “Affet” diyor.
Kadın bir adım geri çekilerek, çetecinin apış arasına iki el ateş eder.
Çeteci çığlık atarak parçalananlar kasıklarını tutarak ulur gibi bağırmaya başlıyor.
Elagözlü kadın “Sağol abla, belki artık rahat uyuyabilirim der.
İp gibi dizilen çeteciler birbirlerine bağlanarak gerekli makamlara teslim edilirler.
Kurtuluş Savaşının kazanılmasında Türk kadınları baş etkendir.
İnebolu’dan Ankara’ya dört gün süren kağnı arabası ile cephane taşıyan kadınlarımız gurur kaynağımızdırlar. Her birini saygı ile anıyoruz.
Kadın, siyasi, sosyal ve ekonomik hayatın dinamosudur. Kadına önem veren ülkeler gelişmiş ülkelerdir.
Kadını ikinci plana iten ve sömüren ülkeler geri kalmış ülkelerdir.
İzmit’in tarihi sembolü olan Fatma Seher hanım (Kara Fatma ) adını yaşatmak için 24 Haziran 2011 yılında makalemde
Yetkililere ricada bulunmuştum.
Ricamızı yerine getirenlere çok teşekkür ediyorum.
Allah bir daha o kötü günleri ülkemize yaşatmasın diyorum