Cahandar BAYOĞLU: Atatürk; ”Ayasofya’nın Müze olması mecburiyettir, amma yakınlarda bir gün gelecek ki, güçlenen Türkiye İstanbul’a göz dikenlerin gözünü söküp, yeniden Müzeni Cami yapacaktır”.
Bu karar, Hiristiyan Hungariyanın, Cuvaşiyanın, Qaqauziyanın zaferidir.
Bu karar, Dikdıruşlu Bağımsız Türkiye’nin, Turan müjdesidir.
Ayasofya adındaki “aya” sözcüğü “kutsal, azize”, “sofya” sözcüğüyse herhangi bir kimsenin adı olmayıp Eski Latincede “bilgelik” anlamındaki sophos sözcüğünden gelir. Dolayısıyla “aya sofya” adı “kutsal bilgelik” ya da “ilahî bilgelik” anlamına gelmekte olup Ortodoksluk mezhebinde Tanrı’nın üç niteliğinden biri sayılır
İlk Ayasofya inşaatı Hristiyanlığı imparatorluğun resmî dini ilan eden Roma imparatoru Büyük Konstantin (Bizans’ın ilk imparatoru I. Constantinus) tarafından başlattırılmıştır. 337 ile 361 yılları arasında tahtta olan Büyük Konstantin’in oğlu II. Constantius tarafından tamamlanmış ve Ayasofya kilisesinin açılışı 15 Şubat 360’ta Constantius II tarafından gerçekleştirilmiştir.
Birinci Ayasofya geleneksel Latin mimarisi stilindeki bir sütunlu bazilika olup, çatısı ahşaptı ve önünde bir atrium yer almaktaydı. Bu ilk Ayasofya bile olağanüstü bir yapıydı. 20 Haziran 404’te Konstantinopolis Patriği Aziz İoannis Hrisostomos’un, İmparator Arcadius’un eşi İmparatoriçe Aelia Eudoksia ile çatışmasından dolayı sürgüne gönderilmesinin ardından çıkan isyanlar sırasında bu ilk kilise yakılarak tahrip olmuştur.
Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında İstanbul’un tarihî yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika planlı bir patrik katedrali olup 1453 yılında İstanbul’un Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür.
1934 yılından 2020 yılına kadar müze olarak hizmet vermiştir.
Fatih Sultan Mehmet tarafından cami olan Ayasofya, mimar Sinan’ın yeniden restore etmesiyle bir Türk-İslam mimarisi haline gelmiştir. Bu bakımdan Cami olan Ayasofya üçüncü Ayasofya olarak tarihe keçmiştir ve eski hali indiki halinden tamamile farklıdır.
Onu hatırlamak lazım ki, Bizans imperatorluğunda olan nüfuzun çoksunun hiristiyan Türk olması bir gerçektir. Ayasofya hiristiyan Yunan’dan çok hiristiyan Türk kilisesi olmuştur. Hiristiyan slablarlada hiç ilgisi yoktur. Ayasofya kilse olanda da, cami olanda da Türk’ündür. Bir milletin dinini değişmesiyle ibadet yerinin ismini deyişmesi doğaldır ve hiç bir dini inanca karşı değildir. Unutmayak ki, Yunanistan’da yaşayan Ortadoks hiristiyan Türkler yunanlaştırlmış Karaman Türkleridir. İstanbulda bir Türk islam şehiridir. Batı Hun imperatorluğundan ta eski dönemlerde bele Balkanlar bir Türk yurdudur. Bizans imparatorluğu bir hiristiyan Yunan, bir hiristiyan Rus imperatorluğu değildir.
500 yıl Cami olan bir Türk abidesinin hanki statüsde de olmasına ancak Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti karar vere bilir.
Kaldı 34 yılında Bakanlar Kurulunun Ayasofya’ya müze statüsü tanımasına, bu bir siyasi karar olmuştur. Atatürk dış baskılardan yayınmak için bir savaş manevresi yapmış, kararın değiştirilmesini, savaşın kazanılmasını yeni yüzyılının Türkiye’sine, Türk dünyasına bırakmıştır. Bu günkü karar, Atatürk stratejisi kibi değerlendirilerek Türkün yükselişinin, bağımsızlığının dünya siyasetinde bende varım demesi kimi kabül edilmelidir. Neceki, Atatürk: “Dostluk etmemiz bir mecburiyettir, ama bir gün gelecek Sovetler Birliğinde olan soydaşlarımız bağımsızlıklarına kavuşacaktırlar, sizler o günlere hazır olmalısınız” demiştir . Bunada da emin ola bilersiniz ki, Atatürk” Ayasofya’nın müze olması mecburiyettir, amma yakınlarda bir gün gelecek ki, güçlenen Türkiye İstanbul’a göz dikenlerin gözünü söküp, yeniden Müzeni Cami yapacaktır” deyerek bu günleri göstermiştir.
Ayasofya’nın Cami olması dinlerarası çatışma değildir, din aldı altında Türkiye’nin bağımsızlığına, İstanbul’un bir Türk şehiri olmasına karşı olanların ebediyen niyetlerinden el çekmeleri için tarihi bir zaferdir. Bu karar Hiristiyan Hungariyanın, Cuvaşiyanın, Gagauziyanın zaferidir.
Bu karar, Dikdıruşlu Bağımsız Türkiye’nin, Turan müjdesidir.