Cumartesi , 23 Kasım 2024
Drone Cameras

Azerbaycan’da çok kültürlülük: bilge politikanın mantıksal sonucu

Etnokültürel çeşitliliği ile öne çıkan Azerbaycan’da halklar ve dinler arasındaki ilişkiler, bugün hoşgörü dediğimiz tarihi bir arada yaşama ilkelerine, asırlık geleneklere, karşılıklı saygıya, güvene ve işbirliğine dayanmaktadır. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in her zaman vurguladığı gibi, “Çok kültürlülük Azerbaycan halkı için bir yaşam biçimidir.” Bu alıntı, Azerbaycan toplumunun tarihi tecrübesi, gelişmiş etno kültürel ilişkilerin ilkeleri, yüzyıllar boyunca kararlılık ve dolulukla oluşturulan halklar ve dinler arasındaki geleneksel ve benzersiz bir arada yaşama modeli ile cilalanmış derin bir anlama sahiptir. “Azerbaycan halkı” terimi, devletimizin Temel Yasası – Azerbaycan Cumhuriyeti Anayasası’nda yer aldığı gibi, tüm vatandaşların haklarının eşitliği, din özgürlüğü, onların zaman içinde test edilmiş birliği, sarsılmaz dayanışması ve kardeşlik ilişkileri anlamına gelmektedir. Bu hükümler sadece yasalara değil, günlük yaşama da yansımaktadır. Azerbaycan’da tarihsel olarak farklı halkların ve dini toplulukların yerleştiği, ülkemizin sosyo politik ve kültürel hayatında önemli bir rol oynadıkları, aynı zamanda etnik kültürel özelliklerini, inançlarını, yaşam tarzlarını ve geleneklerini amacı doğrultusunda korudukları da bilinmektedir. Azerbaycan devletinin izlediği politika karşılıklı kültür alışverişi sonucunda tüm Azerbaycan kültürüne büyük katkılar sağlamıştır. Bu ilkelerin temeli milli lider Haydar Aliyev tarafından atıldı. Bir konuşmasında Ulu Önder bu birliğin özünden ve sarsılmaz gücünden, yani dinlere inanan insanlardan söz etmiştir: ‘’Bir ülke ne kadar çok farklı insan birleştirirse o kadar zengin olur.”
Bu gerçek, Azerbaycan halkının şanlı zaferiyle sonuçlanan 44 günlük savaşta bir kez daha teyit edildi. Tarihi zaferimizin mimarı, muzaffer Başkomutan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in önderliğinde, Azerbaycan ordusu yaklaşık otuz yıldır işgal altındaki topraklarımızı düşmandan kurtardı. Bu nedenle, silahlı kuvvetlerimizin “Demir Yumruk” kod adı altında yürüttüğü geniş çaplı karşı taarruz, Azerbaycan’ın etnik ve dini çeşitliliği, Azerbaycancılık ideolojisi, Azerbaycan halkının ortak çıkarlar için birliği, başarılı çok kültürlülük modeli Onları zafere sevk eden en önemli etkenlerden biri de halkımızın Azerbaycan Cumhurbaşkanı Başkomutan’a duyduğu büyük güven ve inançtı. Çatışmanın başlangıcında olduğu gibi, ülkemizde yaşayan farklı milletlerin yüzlerce ve binlerce temsilcisi – asker ve subaylar – 44 günlük askeri operasyonlarda Azerbaycan Milli Ordusu saflarında görev yaptı ve Anavatan’ı savundu. Her birisi, ülkemizin toprak bütünlüğünün sağlanması için hayatlarını feda etmeye hazır olduklarını eşsiz cesaretleriyle kanıtladılar. Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü için can veren yüzlerce şehit arasında, farklı milletlerden cesur savaşçılar var. Azerbaycan halkı bu savaşcıların hatırasını sonsuza kadar yaşatacak ve asla unutmayacaktır. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in sözleriyle diyecek olursak, “Azerbaycan’da yaşayan tüm halkların Vatanseverlik Savaşı’nda büyük payı vardır. Vatanseverlik Savaşı, Azerbaycan’daki tüm halkların dostluk, kardeşlik ve dayanışma içinde yaşadığını bir kez daha göstermiş ve bu 44 gün süren savaş ülkemizde bir kez daha milli birlik ve beraberliğin olduğunu kanıtlamıştır. Yirmi dokuz yıllık bir aradan sonra kadim kültürün beşiği Şuşa’da şehitlerimizin anısına adanan “Harı Bülbül” müzik festivalinin temasının “Azerbaycan müziğinde çok kültürlülük” olması tesadüf değildir. Bu festivalde ülkemizin farklı bölgelerinde yaşayan farklı milletlerin müzik grupları ve icracıları etno-kültürel birliği, birleşmiş Anavatanı yücelterek kardeşlik mesajını tüm dünyaya yaymışlardır.’’
Bugün Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Azerbaycan halkının eşsiz çok kültürlü değerlerini korumak için Haydar Aliyev’in akıllı liderliği ve öngörüsü altında izlenen başarılı politikayı sürdürmektedir. Bu öncelik, ülkemizde Azerbaycan çok kültürlülük modelini geliştirmek ve bunu sadece bir politika değil, aynı zamanda Azerbaycan halkının bir yaşam biçimi haline getirmek, Azerbaycan ideolojisinin temel ilkelerinden biri olan ve kamuoyundaki konumunu sürekli güçlendiren bir fikirdir kı, bununla da devletimizin daha da gelişmesi ve güçlendirilmesi hedeflenmektedir. Unutulmamalıdır ki Azerbaycancılık ideolojisini anlamanın temeli, birleşik Azerbaycan halkının tarihi, ahlaki ve kültürel geleneklerine dayanan sivil birlik, sivil kimliktir. Cumhurbaşkanı defalarca, “Yüzyıllar boyunca tüm dinlerin ve tüm etnik grupların temsilcileri ülkemizde bir aile olarak barış, nezaket, dostluk ve karşılıklı anlayış içinde yaşadılar. Azerbaycan çok dinli, çok etnikli bir ülkedir ve bu bizim büyük zenginliğimizdir. Dini ve etnik çeşitliliğimiz en büyük varlığımızdır. Azerbaycan’da başarılı bir kalkınma ve istikrarın tesisi için atılan tüm adımların arkasında dini ve milli hoşgörü, hoşgörü ve çok kültürlü değerler vardır.” Sözleriyle ülkede izlenen benzersiz çok kültürlülük politikasına, ülkemizde etnokültürel entegrasyon süreçlerinin hızlanmasına güçlü bir ivme kazandırmıştır. Uluslararası arenaya entegrasyonuna gelince, medeniyetler ve kültürler arasında, farklı dinler arasında karşılıklı yarar sağlayan ve eşit bir diyalogun oluşmasında ve Azerbaycan’ın yasal, demokratik ve laik bir devlet olarak konumunun daha da güçlendirilmesinde önemli bir etkisi olmuştur.
Bugün tam bir güvenle söyleyebiliriz ki, Azerbaycan Cumhuriyeti’ni geliştirmek ve istikrarını güçlendirmek için atılan başarılı adımların arkasında Azerbaycan ideolojisi ve çok kültürlü değerler vardır. Azerbaycan’ın bu değerlerin korunması ve geliştirilmesi adına bölgedeki en istikrarlı ve lider ülke olarak kabul edildiği hiç kimse için sır değil. Cumhurbaşkanı’nın izlediği tutarlı politika, ülkenin dünya kamuoyundaki prestijini artırmakla kalmamış, aynı zamanda Güney Kafkasya’da istikrar ve güvenliğin garantörü haline getirmiştir. Birçok ülkede, özellikle Batı’da çokkültürlülüğün çöküşünün aksine, Azerbaycan’ın çok kültürlülük modelinin sadece gelişmekle kalmamış, aynı zamanda bu alandaki zengin deneyimini, uluslararası ve dinler arası diyaloğu teşvik ederek genişlettiği belirtilmelidir. Azerbaycan çok kültürlülük modelinin sürdürülebilir gelişiminin temel nedeni, tarihsel deneyime dayanması ve bu politikanın kısa sürede bir yaşam biçimi haline gelmesidir. Bu bir kez daha göstermektedir ki, Batılı politikacılar ve uzmanlar, Azerbaycan’dan farklı olarak “çok kültürlülük” kavramına bir etnokültürel entegrasyon mekanizması olarak değil, resmi bir yönetim biçimi, bildirimsel inisiyatif, etnik-dini asimilasyon, izolasyon, ayrımcılık, temele dayalı bir şekilde yaklaştıklarını göstermektedir. Kısa vadeli siyasi çıkarları olan güçlerden farklı olarak Azerbaycan modeli, sosyo-kültürel ve yasal alanlarda etnokültürel çeşitliliği sağlamak için farklı etnik kültürlerin yeniden canlanmasını, korunmasını ve gelişmesini desteklemiş, dini ve etnik toplulukların Azerbaycan toplumuna aktif entegrasyonu için uygun koşullar yaratmış ve kültürel çoğulculuğu yeni bir düzeye yükseltmiştir.
Farklı dinlerin ve etnik kültürlerin buluştuğu bir coğrafyada yer alan Azerbaycan’ın zengin kültürel ve manevi mirası, çok kültürlülük gelenekleri ve hoşgörü uluslararası düzeyde kabul görmüş bir gerçektir. Unutulmamalıdır ki çok kültürlülük, bir bütün olarak dünyadaki farklı etnik gruplara ve dinlere mensup insanların kültürel çeşitliliğinin korunması ve geliştirilmesi ile etnik azınlık ve azınlıkların entegrasyonunu amaçlayan bir politikadır. Ulusal-kültürel çeşitlilik ve etnik-dini hoşgörünün mevcut ortamı, onu etnokültürel çeşitlilik ile karakterize edilen tartışma ve deneyim alışverişi için benzersiz bir platform haline getirdi. Bugün, Azerbaycan Cumhuriyeti’nde bu çeşitliliği korumayı ve başarılı bir şekilde uygulamayı amaçlayan devlet politikası, çok kültürlülük alanında yüzyıllar boyunca biriken büyük tarihi deneyimin özel bir dikkat ve zenginleştirilmesini ön plana çıkarmış, bu alanda benzersiz başarıların teşvik edilmesini güçlendirmiştir. Bakü Uluslararası Çok kültürlülük Merkezi, çok kültürlülüğün ve hoşgörünün Azerbaycan halkının bir yaşam biçimine dönüşmesini dünyaya tanıtmak, geliştirmek ve geliştirmek amacıyla Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın 15 Mayıs 2014 tarihli Kararnamesi ile kurulmuştur. Cumhurbaşkanlığı kararnamesine göre Merkez, çok kültürlülüğün ve hoşgörünün bir yaşam biçimi haline geldiği Azerbaycan gerçeğinin kültürel, sosyal ve politik özünü inceleyecek ve bu gerçeğin yaygınlaştırılması için bir mekanizma geliştirecek ve dini değerlerin korunması sürecini destekleyecektir. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin çok kültürlülük alanındaki başarılarının uluslararası uzmanlar tarafından incelenmesini sağlamak ve yurtdışında tanıtmak Merkez’in ayrıca görevidir.
Azerbaycan’da son yıllarda gerçekleştirilen sosyoekonomik, kültürel ve yasal reformlar, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in önderliğinde gerek bölgede gerekse uluslararası alanda elde edilen başarılar etnokültürel alanda olumlu etkiler yaratmıştır. Aynı zamanda Azerbaycan halkının dillerinin, maddi ve manevi mirasının korunması ve geliştirilmesi, dini inançlarına hiçbir kısıtlama getirilmemesi ve Azerbaycan’da kilise ve sinagogların inşası ve restorasyonu için devletin tam desteğin verilmesi Müslüman dünyasındaki birçok ülkede örnek gösteriliyor. Ulusal lider Haydar Aliyev’in sözleriyle, “Azerbaycan dediğimizde zenginliğini, güzel doğasını kastediyoruz. Ancak tüm bunlarla birlikte cumhuriyetin asıl zenginliği asırlardır bu topraklarda yaşamış, kaderini ve hayatını bu topraklara bağlamış, farklı milliyet ve dinlerden olan insanlardır. Bir ülke ne kadar çok insan birleştirirse o kadar zengin olur.”
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in önderliğinde son yıllarda Azerbaycan’ın etnik kültürünü geliştirmek, milli ve manevi değerlerimizi korumak, çeşitli mezheplere saygı ve itibarı güçlendirmek için çok şey yapıldı. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, sadece İslam’ın maddi ve kültürel mirasına ilişkin değil, aynı zamanda tarihi ve mimari anıtların, ibadethanelerin ve diğer geleneksel mezheplerin inançlarının onarımı, restorasyonu ve korunması hakkında da bir dizi kararname ve emirler imzaladı. Aynı zamanda onun inisiyatifiyle bu yönde çok sayıda uluslararası konferans düzenlendi ve yasal çerçeve güçlendirildi.
Çok kültürlülüğü uluslararası bir platforma dönüştürmek isteyen Azerbaycan, bugün dünya toplumunu etnik ve dini ayrımcılık ve hoşgörüsüzlük, yabancı düşmanlığı ve etnokültürel narsisizmle mücadelede harekete geçirmek için önemli girişimler başlatıyor. 2010 yılında Bakü’de farklı ülke ve dinlerden 200’den fazla temsilcinin katılımıyla “Küreselleşme, din, geleneksel değerler” konulu bir etkinliğin düzenlenmesi tesadüf değildir. 2011’den beri bir gelenek olan Bakü Uluslararası İnsani Forumu, insani konuları tartışmak için benzer, yetkili bir tartışma platformudur. Her defasında dünyanın 100’e yakın ülkesinden 500’ün üzerinde tanınmış halk ve siyaset adamı, bilim, kültür ve sanatın önde gelen temsilcileri bu forumda yer almakta ve görüş alışverişinde bulunmaktadır. 2008 yılında Azerbaycan tarafından başlatılan Bakü Süreci, Müslüman dünyası ile Avrupa arasındaki diyalog ve işbirliğini güçlendirmeyi amaçlıyor ve Birleşmiş Milletler tarafından destekleniyor. Her iki yılda bir Azerbaycan’da düzenlenen Kültürlerarası Diyalog Dünya Forumu, BM Genel Kurulu kararları tarafından “kültürlerarası diyaloğun teşvik edilmesi için büyük bir küresel platform” olarak kabul edilmiştir. Aynı zamanda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı I Yardımcısı Mihriban Aliyeva, ülkemizin hoşgörü geleneklerinin dünyada yaygınlaştırılmasını güçlü bir şekilde desteklemektedir. Haydar Aliyev Vakfı aracılığıyla dünyanın çeşitli ülkelerinde buna benzer bir dizi etkinlik düzenleniyor. Bu olaylar bir kez daha dünyaya Azerbaycan’ın çok kültürlülük geleneklerini teşvik etmedeki paha biçilmez rolünü gösteriyor. Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen “Dini Hoşgörü: Azerbaycan’da Birlikte Yaşama Kültürü” konulu bir konferansta çok kültürlülüğün önemini vurgulandı. Yabancı düşmanlığı, İslamofobi, Yahudi düşmanlığı gibi tehlikeli faktörler insanlık tarihinde medeniyetlerin ve halkların felaketine neden oldu. Çok kültürlülüğün derin köklerine sahip bir ülke olarak Azerbaycan, bu değerlerin küresel arenada tanıtılmasında önemli bir rol oynamaya hazırdır.
Bütün bunlar, çok kültürlülüğün bugün Azerbaycan’daki demokratik sürecin ayrılmaz bir parçası olduğunu bir kez daha gösteriyor. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in çok kültürlülük ve hoşgörünün geliştirilmesi, güçlendirilmesi ve teşvik edilmesine yönelik özel dikkat ve özeni sonucunda ülkemizde etno kültürel ilişkiler en üst düzeydedir. Azerbaycan’da farklı milletlerin temsilcileri, farklı dinlere inananlar, karşılıklı saygı ve anlayış içinde bir arada yaşamakta, ülkenin sosyo politik yaşamında aktif rol almaktadırlar. Bu, Azerbaycan’da oluşan sivil dayanışmanın, sağlıklı etnik ve dini ilişkilerin mantıklı bir sonucudur. 2018 yılında “Yeni Bir Dünya ve Yeni Bir İnsan Şekillendirmek: Yaratıcılık ve İnsani Gelişme” konulu VI Bakü Uluslararası İnsani Forumu’nun açılışında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev başarımızı yineledi. Azerbaycan’da bu yöndeki devlet politikası çok etkilidir ve güzel sonuçlara yol açmaktadır. Tarihsel geçmişimiz ve kültürümüz, farklı dinlere mensup insanların bir aile olarak Azerbaycan’da her zaman çok rahat yaşadıklarını göstermektedir. Tarihimiz ve dini anıtlarımız kadim tarihimizi göstermekte ve aynı zamanda Azerbaycan’ın farklı dinlerin temsilcileri için bir Ana Vatan, bir yurt yeri olduğunu göstermektedir.
Ravan Hasanov
Bakü Uluslararası Çok kültürlülük Merkezi İcra Direktörü

Check Also

Çamlıca Kulesi’nden İstanbul’a 360 Derece Kuş Bakışı

İstanbul’un simgeleri arasında yerini alan Çamlıca kulesi eşsiz manzarası ile 29 Ekim Cumhuriyet bayramı’na özel …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir