Bambaşka bir yıl: Tarihi Zafer ve Başkomutan’ın doğum günü

Bu yıl bambaşka bir yıl. Benim gönlüm diyor ki …

Rahmetli Muşfik nasıl diyordu? –

“Büyük günler,

şanlı günler,

şen günler,

Yoluna düşecek günler

Hala karşımızdalar!

Daha bunlar nedir ki…

Benim gönlüm diyor ki,

Hayat ondan küsenleri incitir

Güçlü tezgah, tatlı emek, inci ter

Daha karşımızdalar!”

2020’nin başlarında, koronavirüs değişiklikleri birçok soruyu gündeme getirerek insanları evlerine ve toplumu kapatmaya zorladı (Koronavirüs henüz bitmemiş olsa da, enfeksiyon sayısı yılın ilk yarısına göre çok daha fazla, ama toplumun psikolojik bağışıklığının bu yönde oluştuğunu söyleyebiliriz – gerçi konumuz bu değil). 2020 yılı hakkında kötü konuşanların, iftira edenlerin sayısı bir hayli  arttı. Koronal günlere adaptasyon ve karantina kısıtlamaları bazı sorunlar yarattı ve bazen kolluk kuvvetleri ile vatandaşlar arasında yanlış anlamalar da ortaya çıktı. Öte yandan, Pashinyan’ın ve Tonoyan’ın tuhaf açıklamaları durmadı, sözde rejim gerçekçi olmayan bir “seçim” yapmağa kalkıştı, ikinci bir “seçimler” falan oldu; Şuşa ve diğer işgal altındaki bölgelerin (Kelbecer, Cebrayil …) sözde “hükümeti”nin “altyapı planları” yayılmağa başladı ve bu da bizi rahatsız ediyordu. Bu arka plana karşı, Azerbaycan Cumhuriyeti ile İran arasında, işgal altındaki köprü olan Hudaferin köprüsünün hemen  yanında, Araz Nehri üzerindeki hidroelektrik santrali hakkında çeşitli söylentiler ve ajitasyonlar yayıldı. Ardından Temmuz ayında generalimiz Polad Hashimov dahil olmakla askerlerimizin şehitliğiyle sonuçlanan  Tovuz yönünde bir düşman saldırısı oldu ve sivillerimiz öldürüldü, evler yıkıldı. Daha sonra Rusya’dan Ermenistan’a İran üzerinden tonlarca silah nakledildiği ortaya çıktı ve ardından Ermeni istihbarat-provokasyon grubunun Goranboy yönünde sızma girişimini duyduk.

Bu anlamda yıl gerçekten karanlıktı; ancak devletin bilge başkanı olan devletin ATAsı, televizyondaki çeşitli toplantı ve açıklamalarda umut ve güven sağladı; itidalle, devletin zihniyle topluma mesajlar verdi.

Böylece:

– Bakanlar Kurulu bünyesinde Operasyonel Merkez kuruldu, birkaç modüler hastane açıldı; Çalışma yerine getirildi, vatandaşların sosyal bakımı incelendi ve mümkün olan her şey yapıldı. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin koronavirüs konusunda yaptığı çalışma DSÖ tarafından övgüyle karşılandı; Cumhuriyetimiz Dünya Sağlık Örgütü’ne ve fakir ülkelere bağış yaptı ve bazı ülkelere yardım gönderildi. Azerbaycan Cumhurbaşkanının başkanlık ettiği Türk Konseyi, koronavirüsle mücadeleye yönelik tedbirleri devlet başkanları düzeyinde görüşen ilk uluslararası örgüt oldu. Ardından yine Azerbaycan’ın başkanlığını yaptığı Bağlantısızlar Hareketi, koronavirüse karşı etkili mücadeleyi tartıştı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın girişimiyle mesele BM Genel Kurulu’na devredildi.

– İşgalci Ermenistan’ın siyasi ve askeri provokasyonları yanıtlarını aldı. Dünya toplumu sözde rejimin sahte “seçimlerini” tanımadı. Azerbaycan toplumunun Ermenistan’a karşı öfkesi patlak verdi.

– İran ile imzalanan anlaşmayı anlatan yetkililer, genel bir mesaj verdiler: “Köprünün bu tarafına bayrak dikmek için sadece biranlık bir süre kaldı”;

-Tovuz’a saldırmaya çalışan Ermeniler yerlebir edildi. Askerlerimizin doğrudan düşmana verdiği ders, hem dosta hem de düşmana halkın ruhunun cesaretinin ne kadar canlı olduğunu ve vatandaşı nasıl ayakta tuttuğunu gösterdi. Seferberlik bürolarının karşısı gençlerle dolup taşıyordu.

– Başkan, Paşinyan’ın orijinal “7 koşulunu” geçersiz sayarak çöpe attı.

– Azerbaycan Cumhurbaşkanı Rusya Devlet Başkanı’nı aradı ve Ermenistan-Azerbaycan sınırındaki çatışmaların ardından 17 Temmuz – 13 Ağustos tarihleri ​​arasında Rusya’dan Ermenistan’a askeri kargo taşımacılığının yoğunlaşmasının Azerbaycan toplumunda endişelere ve ciddi sorunlara yol açtığını bildirdi;

-Goranboy’daki grup etkisiz hale getirildi, grubun lideri yakalandı ve bir bülbül gibi öttü;

– Azerbaycan-Türkiye ortak askeri tatbikatları en üst düzeyde gerçekleştirildi;

– Azerbaycan Cumhurbaşkanı Bağlantısızlar Hareketi Başkanı İlham Aliyev, 21 Eylül’de BM’nin 75. kuruluş yıldönümüne adanmış Üst Düzey Toplantıda video formatında dünya toplumuna seslendi.

-Ve sonunda! 27 Eylül 2020, sabah 06.00! Ermenistan’ın bir sonraki saldırı girişimi, ordumuzun cephe hattına yönelik askeri provokasyonunu yoketmek adına karşı saldırısı 44 günlük Vatan Savaşı’nı başlattı! 44 gün, tüm zor, karmaşık durumlarda, tüm gerilimlerde, devlet aklının, devlet başkanının düşünceli politikasının, öngörüsünün Vatana, devlete sadakatle uzlaştırılabileceğini ve başarı yaratabileceğini gösterdi!

Şimdi yıl sonuna sadece birkaç gün kaldı ve görüyoruz, aynı zamanda gururla söylüyoruz ki, 2020 yılı tüm zorluklarla birlikte başarı yılı olarak tarihe geçecek. Bu yıl başka bir yıl oldu: özgüvene dönüş yılı! Karabağ yılı, Şuşa yılı! Zafer yılı! Son 28 yıldır çağrılarımız, Dayanışma Günü ve Yeni Yıl tebriklerimiz yeni içerik, gerçek içerik kazandı. Ve “kalbim diyor ki! ..”

Evet, Azerbaycan Cumhuriyeti, dünya Azerbaycanlıları, Azerbaycan dostları, adaletseverler için, Muzaffer Ordumuz, 2020’yi bir başarı yılına dönüştürdü ve bunu yapan Ali Başkomutanımızın kusursuz liderliğiydi! Sadece birkaç ay hizmet vermiş gençlerimizden, tecrübeli generallerimize kadar ordumuzun her ferdi Silahlı Kuvvetlerimiz gibi tarihe dönüştü ve 2020’yi başarı yılı yaptı! Halkımızın devletliği, vatandaşlarımızın toprağa sadakati, devlet-halk bütünlüğünün kutlamasını Azerbaycan 2020 yılında 44 gün içinde gerçekleştirdi! Acılarını ve gururlarını bizimle paylaşan Şehit Ailelerimiz Tarihi Zaferimizin ana konuşmacıları oldu! Şehitlerimizi derin bir saygıyla anıyor ve ruhlarının önünde eğiliyoruz! Yüce Allah’tan, yaralı gazilerimizin bir an önce iyileşmelerini ve kaybettiklerimizin yakınları ve toprakları ile yeniden bir araya gelmelerini istiyoruz.

Sadık kardeşlerimiz, güvenilir dostlarımız, minnettar halklarımız ve devletlerimiz, 44 gün boyunca Azerbaycan’ın gücüne güç, neşesine neşe kattılar.

30 yıl sonra nihayet arzumuz, inancımız yerinde, derecesinde, en üst düzeyde: Şimdi Şuşa, Kelbecer, Laçin’de … kutlama arzusunun ötesindeyiz. Bu yıl, bu gün için teşekkür ederim! Bugün tarih bize bu neşeyi neyin verdiğini unutmayacak, insanlar unutamayacak, vatandaş unutamayacak, kalp ve kalem unutamayacak!

Zaferimizi, kutlamamızı, Zafer Geçit Törenimizi nasıl unutabiliriz?! Kardeş ülke Cumhurbaşkanı başkanlığındaki büyük bir heyetin ve kardeş ülkenin ordusunun Zafer Törenine katılımı unutulmaz bir olaydı.

Ermenistan’ı yerlebir eden askerlerimiz için yeni bir düzenin, madalya ve onur ünvanlarının yazılması unutulamaz: Şimdi Azerbaycan yeni oğullarını – Vatanseverlik Savaşı Kahramanları’nı tanıyor ve Ermenistan’ın da bu kahramanlara karşılık binlerce asker kaçağı var!

Azerbaycan’ın “İleri!” “Anavatan, çok yaşa!” diye haykıran şehir ailelerini tanıyordu, Ermenistansa kendi hükümetine isyan bayrağını diken ve Azerbaycan’ın yanında olacaklarını haykıran Ermeni annelerini…

Muzaffer askerimizin göğsünü Zafer Nişanı, Karabağ Nişanı, Anavatan Madalyası süslüyordu, Ermeni askerlerinin göğsündeyse hiçbir değeri olmayan demir parçaları vardı.

Şuşa’da dalgalanan üçrenkli Azerbaycan bayrağı kutsaldır ve köylerimizden ve şehirlerimizden gözüktükçe içimiz kabarıyor. Ermeni bayrağıysa indirilmiş yenigiye mahkum eski bir bez parçasıdır. Sayın Ali Baş Komutanımız zaten dedi: ‘’şu bayrağı direkten çıkarın, cebinize koyun, gidin ve işinizi yapın’’ diye…

***

Devlet başkanının izlediği politikanın stratejik bir hedef olduğunu ve olmaya devam ettiğini ve olacağını, stratejik hedefininse güçlü bir Azerbaycan devleti olduğunu çok iyi biliyoruz!

Bu amaca ulaşmak için, modern bir ekonomik sistemin sağlanması, modern bir sosyokültürel altyapının oluşturulması, modern devlet-vatandaş ilişkileri, sivil toplum inşası, kısacası, kamusal yaşamın her alanında reformlar vb., yeni bir kültürel iklim yaratılması olarak nitelendirilebilir.

Bu nasıl gerçekleşecek? Birlikte sayalım:

-Sosyal devlet kavramının geliştirilmesi,

– Cumhuriyetimizin bağımsız dış politikası, ülkemizin uluslararası ilişkiler sistemine layık, etkili bir üye haline gelmesi,

-Devlet başkanı politikasında hümanizm, yurttaşlık faktörü, milli birlik, halk dayanışması, medeniyetler, kültürlerarası diyalog ilkelerini teşvik etmek,

-Günlük gereksinimleri en üst düzeyde karşılanan karşılanan modern ordu yapılanması vb.

Büyük Vatan Savaşı’nın seyri, kurtardığımız topraklarımızda bulunan devasa askeri tahkimatlar, tahrip edilen ve yağmalanan askeri teçhizat, silahlar ve mühimmat, Ordumuzun karşısında uzun yıllardır oldukça düzenli organize olmuş güçlü bir düşman olduğunu açıkça göstermektedir. Neredeyse 30 yıldır iyi mevzilenen ven güçlü düşmanı 44 günde yenmek kolay bir iş değildi! – Böyle bir düşmanı büyük bir cesaretle yendik!

Dünya çapında büyük ağababaları, diasporaları ve lobi ağları olan Ermenistan’ı yendik. Bu zorlayıcı ağ, 44 günde, öncekinden daha şiddetli bir şekilde yoğunlaştırıldı ve cumhuriyetimize ciddi bir baskı kampanyası başlatmak için ısrarlı girişimlerde bulundu. Bu girişimleri yapanları birşeyi unutmuşlardı: Anavatan ve memleketleri için savaşan Azerbaycan askerlerinin yüksek ahlaki ve psikolojik durumu ve zafer ruhu! Bir yaratıcı vardı, Onun Adaleti vardı. Hiçbir şey kendi kendine varolamaz, ansızın sağlanamaz. Dedikleri gibi, cennetteki Tanrı, yeryüzündeki devlet!

Evet, sözlerinin başı, ortası ve sonu Anavatan, devlet, halk! Çünkü vatansever, güçlü bir devlet ideolojisi ve siyasi çizgisinden, bir politikacı ve bir devlet adamından, halkına yaşam biçimi olarak hizmet etmeyi seçen bir devlet başkanından bahsediyoruz!

44 gün!

Devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları – Şuşa derken damarlarında kanı oynayanlar, Karabağ derken kalpleri hareketsiz kalamayanlar, Şuşa’yı, Karabağ’ı hiç görmeyenler bile ilahi sevgiyle zafere doğru koştular. Ruhlar sadece yerinden oynamadı, aynı zamanda savaştı! Her durumda, elbette, ülkenin, halkın tek ve mükemmel bir organizma olarak işleyişini sağlayan bir devlet, bir devlet başkanı vardı! Çuvaşların söylediği gibi: Evet vardı! Evet var! Evet varolacak! – Bugün o liderin doğumgünü! Tebrikler! Kutlu olsun!

Cumhurbaşkanı bu yıl doğum gününün arifesinde askerlerle bir araya geldi. Önceki yıllarda da durum aynıydı: Devlet başkanının askerlerle ya da mültecilerle, yerlerinden edilmiş kişiler arasında doğum gününü kutluyordu.

Tebrikler Sayın Başkan!

Başarı, Zafer, Uğur Size çok yakışıyor!

Uzun bir yaşam diliyorus Size!

DEVLETİMİZ HEP YAŞASIN!

Ekber Goşalı