Çanakkale Savaşı,
1. Dünya Savaşı sırasında 1915-1916 yılları arasında Gelibolu yarımadasında Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleridir.
İtilaf Devletleri İstanbul’u alarak İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının kontrolünü ele alıp büyük avantaj sağlamak niyetindeydiler.
Büyük bir güçle Çanakkale boğazına saldırdılar. Hesaplıyamadıkları ve ummadıkları bir dirençle karşılaştılar. Her iki tarafın ağır kayıpları oldu.
Çanakkale’yi yutulacak hazır lokma gören vede Britanya İmparatorluğu’nun yenilmez üstünlüğünden emin olan Avustralya ve Yenzellanda kendilerinin askerliğe cağrılmalarindan büyük onur duyarak koşarak dahil oldular.
Ama Çanakkale savaşında başarılı olmadılar. Neticede Britanya İmparatorluğu büyük yara aldı. Avustralya ve Yeni Zelanda vatandaşları Gelibolu ya her yıl gelerek dedelerinin savaştıkları yerlerde şafak ayinleri yaparak geçmişi anma ve sahiplenmeye çalışırlar.
Barışmasını bilmeyenler savaşmasınıda bilmezler.
Atatürk 1934 şunu diyor.
Anzak günü nedeni ile gelenlere tarihi mesaj hem örnek olmuş hemde ülkeler arası dostluğu pekiştirmiştir.
” Bu memleketin toprağı üstünde kanlarını döken kahramanlar! Burada dost vatan toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler mehmetçiklerle yanyana ve koyun koyunasınız. Uzak diyardan evlatlarını harbe gönderen analar!
Gözyaşlarınızı dindiriniz.
Evlatlarınız bizim bağrımızdadırlar. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evletlelarımız olmuşlardır.”
İşte bulunduğu zamanın en büyük lideri Atatürk bunları söyleyebilir. Bu büyük düşünme başka liderlerde yoktur.
Çanakkale ülkemizin her tarafı işgali sırasında olmuş ve ülkenin kaderini değiştiren bir savaş olmuştur.
Tümen komutanı Mustafa Kemal askerlerine şu emri veriyor. “Ben size tarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında, yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar kim olabilir.”
Türkler 18 Mart’ta kazandığı zafere dolayı düşmanlara ve dünyaya Çanakkale geçilmez dedirtmiştir.
Her tarafta ülkesini işgal edenlerle savaşan Türkiye’ye soykırım yapmışlardır diyen sahtekar gafillere sormak lazımdır.
Buraya turistik seyahat mı geldiniz?
Ne arıyordunuz, ne işiniz vardı ve derdiniz ne idi diye.”
O gün Şamar yiyenler bugün siyasilerine koro halinde soykırım yalanını onaylamak için el birliği ile atağa geçmiş durumdalar.
Tarihi delillere ve belgelere dayanmıyan siyasi kararlar bir gün elbet tarihin çöplüğüne atılacaktır.
Türkiye’nin tarihinde utanacak bir geçmişi yoktur.
Tarihimizle gurur duyuyoruz. 18 Mart Çanakkale şehitlerimize ve bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz.Nur içinde yatsınlar.