Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İngiltere Avrupa Komşuluk ve Amerika Kıtası Devlet Bakanı Wendy Morton’u kabul etti.
Görüşme sonrasında basına açıklama yapan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Morton ile yapılan görüşmede Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir anlaşmanın olabilmesi için her iki tarafın da görüşlerinin çok önemli olduğunu kendisinin de teyit ettiğini kaydetti.
Morton’un İngiltere’nin garantör ülke olarak Cenevre’deki toplantıda yer alacağını ve toplantıda kendilerinin de birtakım girişimlerinin olduğunu söylediğini dile getiren Tatar, Kıbrıs’ın gerçeklerine bağlı olarak artık Kıbrıs’ta egemen eşitliğe dayalı yan yana yaşayan iki bağımsız devletin işbirliğiyle ancak Kıbrıs’ta adil kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşmanın olabileceğini ve bugüne kadar siyasetlerinin sürecini de en başından anlattıklarını belirtti.
İngiltere’nin 1960 yılında egemenliğini iki ayrı halka devrettiğini dile getiren Tatar, “bunu hem Kıbrıslı Türklere hem Kıbrıslı Rumlara çeşitli belgelerle nasıl hayat bulduğunu kendisine bir kez daha anlatma fırsatı buldum” dedi.
Garantör ülke İngiltere’nin Kıbrıs meselesini en iyi bilen ülke olduğuna da vurgu yapan Tatar, görüşmede ayrıca İngiltere’nin de garantör ülke olmasından dolayı da büyük sorumlulukları olduğunu ilettiğini söyleyerek, “Kıbrıslı Türklerin 1963’ten bugüne kadar yaşadıkları haksızlıklar ve Kıbrıslı Türkler üzerinde devam ettirilmekte olan izolasyonlar, kısıtlamalar ve bize göre diğer haksızlıkların da özellikle İngiltere’nin AB’den çıkması dolayısıyla bunların gözden geçirilmesi gerektiğini, nitekim Annan Planı zamanında ‘evet’ dediğimiz takdirde bunların kaldırılacağını ve bir takım rahatlamaların getirileceğini BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın BM Güvenlik Konseyine sunuldu fakat bir netice alınamadı” dedi.
Rumların yaratacağı her türlü sıkıntıya rağmen tek taraflı Avrupa Birliği’ne alındıklarını anımsatan Tatar, geçen günlerde İngiltere eski Dışişleri Bakanı Jack Straw’un da büyük rahatsızlık duyduğu açıklamasını anımsattı.
Bir anlaşmamanın olabilmesi için iki tarafın da onayının gerektiğini dile getiren Tatar, Kıbrıs’ta bir anlaşmanın olabilmesi için buna Kıbrıslı Türklerin da onay vermesi gerektiğini vurguladı.
Tatar, Kıbrıslı Türklerin yaşadıkları ve verdikleri mücadele ile kendileri için egemenlikleri, devletleri ve bundan sonraki süreçte Kıbrıs’ta eğer bir anlaşama olması halinde anlaşmadan sonra Kıbrıs’ın şartlarında halk olarak varlığımızı ve çocuklarımızın geleceğini güvenli şekilde sürdürebilmek olduğunu vurguladı.
“Sırf bir anlaşma olsun diye bir oyuna gelebileceğimizin söz konusu bile olamayacağını, bir takım ekonomik vaatlerle empoze ve dayatma bir çözüme de evet dememiz mümkün olmayacak.” Şeklinde konuşan Tatar, artık Kıbrıs’ın eksi Kıbrıs olmadığını Doğu Akdeniz’in stratejik olarak çok daha önemli olduğunu vurguladı. Tatar, Türkiye Cumhuriyeti’nin hem Anavatan hem de garantör ülke olduğunu ve bölgenin en güçlü ülkesi olarak fikir birliği içerisinde olduklarını kaydetti.
Görüşmede, iki devletliği neden savunduklarını ve neden böyle olması gerektiğini bütün detayları ve ayrıntıları ile tartıştıklarını dile getiren Tatar, Morton’un Cenevre öncesinde birtakım farklı girişimleri olabileceğini ve Cenevre’de büyük bir hazırlık olduğunu ve toplantıda bir netice alınabilmesi için herkesin birtakım esneklikler göstermesi gerektiğini ifade ettiğini söyledi. Ersin Tatar, “Bizim de söylediğimiz, yıllardan beridir gösterdiğimiz esneklikler karşısında karşı taraftan hiçbir iyi niyet göstergesi göremedik. Hatta kendisine 1 Nisan günü Anastasiadis’in yaptığı açıklamada Kıbrıs’ın bir Helen adası olabileceğini ve o özlemi yaşadıklarını ve 1 Nisan EOKA’nın kuruluş yıldönümü dolaysıyla EOKA’yı kahramanların bir başarı örgütü olduğunu ifade ettiğini ve EOKA’yı da en iyi kendilerinin bildiğini de İngiltere’den gelen bakana hatırlattım” şeklinde konuştu.
Tüm bu gerçeklere rağmen Kıbrıs’ta müzakere yoluyla adil, kalıcı ve sürdürülebilir anlaşma için de ellerinden gelen her şeyi yapma arzusu içerisinde olduklarını ilettiklerini de dile getiren Tatar, artık kendileri için egemenlik ve devletimizin yaşatılmasının fevkalade önemli olduğunu dolayısıyla bir anlaşma sürecinde tüm bunların dikkate alınması gerektiğini, BM’nin çağrısı üzerine gidecekleri toplantıda, masada bunları açık ve net bir şekilde ifade edeceklerini söylediğini ve durumu değerlendirdiklerini kaydetti.
AB’den ayrılmaları dolayısıyla İngiltere’nin artık Kıbrıslı Türklere, izolasyonlar noktasında bazı esneklikler gösterebileceğini söylediğini dile getiren Tatar, “Kıbrıs Türk halkı adına bunları kendisinden bir bakıma istirham ettim. Çünkü netice itibarıyla bugün İngiltere’de yüz binlerde vatandaşımız yaşamaktadır. Bu insanlar aynı zamanda İngiltere vatandaşıdır. Bu insanların Kıbrıs’a gelmeleri, gitmeleri, seyahat etmeleri, yaşadıkları sıkıntılar, direkt uçuşların olmaması dolayısıyla yaşanan mağduriyetler vardır.” şeklinde konuştu.
Görüşmede, İngiltere’nin AB’den ayrılması dolayısıyla, haliyle AB’nin aldığı bazı ABAD kararı gibi kararlara bağlı kalma sebebinin artık ortada olmadığını, gerek direkt ticaret tüzüğü, gerek ticarette yapılacak olan bazı açılımlarla ve seyahat özgürlüğü bağlamında gösterilecek esnekliklerle bir takım rahatlamaların bir an evvel yapılmasında büyük fayda olacağını söylediğini dile getiren Tatar, “bunun İngiltere’nin Kıbrıs Türk halkına göstereceği bir iyi niyet olacağını Raab’a da söylediğim gibi Mortan’a da ifade ettim.” dedi.
Kıbrıs Türk tarafı olarak her zaman iyi niyet çerçevesinde ama kendi halkımızın çıkar ve haklarını korumak için bu anlayışlarla hazırlıklar yaptıklarını dile getiren Tatar, Kıbrıs Türk halkının bir bütün olarak bu topraklarda büyük mücadele verdiğini, bu mücadeleler sonucunda da bir devlete sahip olduğunu vurguladı.
Tatar sözlerini şöyle tamamladı:
“Devletin verdiği imkanların değerini bilmek suretiyle bundan sonraki aşamalarda da ancak egemenliğimiz ve devletimizin, sürdürülebilir bir anlaşmanın ortaya çıkmasıyla ancak böyle bir şeye yanaşabileceğimizi kendisine bütün samimiyetimizle paylaştım.”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 5+BM toplantısı öncesi bilgilendirme toplantılarına devam ediyor
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Dr. Berna Çelik Doğruyol, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, Cenevre’de gerçekleştirilecek olan 5+BM gayrı resmi toplantısına yönelik bilgilendirme toplantılarına dün de devam ettiğini açıkladı. Sözcünün açıklamasına göre Tatar dün Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ve geçmiş dönem Dışişleri Bakanları’ndan Kutlay Erk, Özdil Nami, Emine Çolak ve Kudret Özersay ile görüştü. Söz konusu görüşmede fikir alışverişinde bulunulduğu bildirildi.
Sennaroğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı Gençlik Heyetini kabul etti
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Önder Sennaroğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı Gençlik Formu heyetini kabul etti. Sennaroğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın, KKTC’nin uluslararası camiayla kurduğu en güçlü bağlardan biri olduğunu vurguladı.
Cumhuriyet Meclisi’nden yapılan açıklamaya göre, Meclis Şeref Salonu’nda gerçekleşen kabulde konuşan İslam İşbirliği Teşkilatı Gençlik Formu Kabine Direktörü Yusuf Sönmez, İslam İşbirliği Teşkilatı’nda gözlemci statüyle yer alan KKTC’yi ziyaret etmekten memnuniyet duyduklarını belirtti.
Sönmez, teşkilatın Kuzey Kıbrıs’taki gençlik ve özellikle de üniversite gençliğine yönelik çalışmaları bulunduğunu, faaliyetlerinin Kıbrıs Türk gençliğinin uluslararası temas ve tecrübe kazanmasına yardımcı olacağına inandıklarını belirtti.
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sennaroğlu da, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın, KKTC’nin uluslararası camiayla kurduğu en güçlü bağlardan biri olduğuna dikkati çekti.
“Birleşmiş Milletler’den sonra Dünya’nın en büyük ikinci uluslararası örgütü olan İslam İşbirliği Teşkilatı bizim için büyük önem arz etmektedir” diyen Sennaroğlu, Kıbrıs Türk halkına reva görülen izolasyonların kırılmasında İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan beklentileri olduğunu ve önümüzdeki dönemde bunların gerçekleşeceğini umduklarını dile getirdi.
Gençlik formunun bu bakımdan da çok önemli olduğunu kaydeden Sennaroğlu, üye ülke gençlerinin dayanışması, birbirini tanıması ve yardımlaşması için çok önemli bir görev yerine getirdiğini kaydetti.
Sennaroğlu, “Kıbrıs Türk gençliği de dünyada hak ettiği yeri almak için büyük bir mücadele veriyor. Bugün burada olmanız bizlere umut ve güç vermektedir” dedi.
Başbakan Saner: “İslam işbirliği teşkilatı KKTC için önemli bir örgüt”
Başbakan Ersan Saner, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) KKTC için önemli bir örgüt olduğunu ve bağlarının daha da kuvvetlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre, Başbakan Saner, İslam İşbirliği Teşkilatı’na bağlı, merkezi İstanbul’da bulunan İslam İşbirliği Gençlik Forumu (ICYF) Genel Direktörü Yunus Sönmez ve Direktör Sinan Karşıyaka’yı kabul etti.
Başbakan Saner, kabulde yaptığı konuşmada, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın KKTC için önemli bir örgüt olduğunu ve 1991 yılından itibaren gözlemci üye sıfatıyla toplantılara katıldıklarını kaydetti.
İslam ülkeleri ile işbirliğinin geliştirilmesi yönünde Anavatan Türkiye ile yakın işbirliği içinde olduklarını, birçok konuda ortak çalışmalar yaptıklarını anlatan Başbakan Saner, İslam İİT toplantılarına Kıbrıs Türk Devleti sıfatıyla katıldıklarını, İslam İşbirliği Teşkilatı ile olan bağların daha da güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
İslam İşbirliği Gençlik Forumu Genel Direktörü Yunus Sönmez de, geçtiğimiz 15 Kasım’da KKTC Gençlik Dairesi ile işbirliği protokolü imzaladıklarını anımsatarak, faaliyetleri ve gelecek projeleriyle ilgili Başbakan Ersan Saner’e bilgi aktardı.
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay ile görüştü
Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu, KKTC’de Kovid-19 salgını dolayısıyla sıkıntı yaşayan çiftçilerin durumlarının iyileştirilmesine yönelik adımları ele aldı.
Türkiye Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki görüşmede, Türkiye ve KKTC arasında toprak ürünleri alanında muadil şirketlerin iş birliği, arpa, buğday ve diğer yem hammaddelerinin uygun şekilde tedariki ve KKTC’deki üretim fazlası 350 ton çiğ sütün Türkiye’de değerlendirilmesi konusunda görüş alışverişinde bulunuldu.
Türkiye’den KKTC’ye taşınan 70 milyon metreküp içme suyunun Geçitköy Barajı’yla tarım alanlarında da kullanımı için atılacak adımların değerlendirildiği görüşmede, Mesarya ve Güzelyurt ovalarının sulanmasına ilişkin çalışmalar değerlendirildi.