İstanbul
Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Reşad Memmedov, Şuşa şehrinin Türk dünyası için tarihi, kültürel ve sosyal önemini kaleme aldı.
***
Şuşa, tarihsel olarak Azerbaycan’ın kültürel ve sosyo-politik hayatının önemli merkezlerinden biri olmuştur.
Zengin ve görkemli bir tarihi olan Şuşa, Azerbaycan halkının tarihi geleneklerinin bir sembolü niteliğindedir. Şehir, eski Hocalı-Gedebey kültürünün mevcut olduğu en eski yerleşim yerlerinden birinde kurulmuş ve kalıcı bir insan meskeni olmuştur. Şuşa’nın çevresindeki kadim yerleşimler, bu bölgenin Azerbaycan’ın tarihi olarak en eski topraklarından biri olduğunun göstergesidir.
İşgalden kurtarılan Türk dünyasının kadim kültür beşiği Şuşa, yeniden diriltilecek ve dünyayı kendisine hayran bırakacaktır
“Şuşa olmadan Karabağ, Karabağ olmadan Azerbaycan olmaz”
18. yüzyılın ortalarında Karabağ hanı Penahali Han tarafından kurulan Şuşa, Azerbaycan’ın en önemli şehirlerinden biri haline gelmiştir. Başlangıçta bu yerleşim yeri Penahali Han’ın onuruna “Penahabad”, daha sonra “Şuşa kalesi” ve “Şuşa şehri” olarak adlandırılmıştır. Penahali Han’ın hakimiyeti döneminde şehirde büyük imar işleri yapılmış, İbrahimhalil Han dönemindeyse Şuşa kalesinin surları ve stratejik öneme sahip kaleler inşa edilmiştir. Şehir kısa sürede önemli ölçüde büyümüş, doğal güzellikleri, yüksek binaları ve muhteşem kale surlarıyla dikkatleri üzerine çekmiştir.
Şuşa’nın bir anıtlar şehri olduğunu söyleyen Ümummilli lider Haydar Aliyev, şehrin Azerbaycan için olağanüstü önemini vurgulamış ve “Şuşa olmadan Karabağ, Karabağ olmadan Azerbaycan olmaz.” demiştir.
Karabağ’ın atan kalbi
Şuşa’ya ‘Karabağ’ın atan kalbi’ denilmesi boşuna değildir. Ulusal mimari tarzıyla öne çıkan Şuşa orta çağ kent mimarisinin değerli bir örneğidir. Azerbaycan’ın fethedilemeyecek kalesi, kültür mabedi olan bu kadim kentin kendisi de tarihi bir eserdir. Her biri değerli sanat eserleri olan Han ve Gahal mağaraları, Şuşa kalesi, Hurşidbanu Natavan’ın, General Mehmandarov’un, şair ve ressam olan Mir Muhsun Navvab’ın, İbrahim Han’ın ve kızı Gara Büyükhanım’ın kaleleri, Gence kapıları, Gövhar Ağa Camii, ticaretin ana merkezi olan Rastabazar, muhteşem kale duvarları ve kendine has mimari tarzda inşa edilmiş diğer yapılar şehre gelen ziyaretçileri kendine hayran bırakmıştır.
Şuşa, temiz havası ve tıbbi değeri açısından da önemli kabul edilir. Deniz seviyesinden 1403 metre yükseklikte inşa edilen bu güzel şehir, Turşsu adındaki maden suyuyla da tanınmış, insanların Ermenistan işgalinden önce tatil beldelerinde dinlenip tedavi gördükleri bir yer olmuştur.
Kültür başkenti Şuşa
Karabağ’ın incisi Şuşa, ülkemizin kadim tarihine ayna tutmaktadır. Bu şehir milli kültürümüzün merkezi, şiirimizin ve müziğimizin beşiğidir. Karabağ Hanlığı’nın başkenti Şuşa’ya tarihen “Küçük Paris”, “Kafkasya’nın sanat mabedi”, “Azerbaycan müziğinin beşiği” ve “Doğu konservatuarı” denilmiştir. Şuşa, aynı zamanda dünya kültür hazinesine büyük katkılarda bulunmuş birçok önemli sanatçı, müzisyen, mimar, ressam ve yazarın, şahsiyetlerin yetiştiği bir yerdir. Şuşalı dahi besteci Üzeyir bey Hacıbeyli’nin önemli çalışmalarıyla Azerbaycan’da ilk defa profesyonel müzik eğitiminin temelleri atılmıştır.
Üzeyir bey Hacıbeyli, Azerbaycan opera müziğinin kurucusu olarak tanınmasının yanı sıra yetenekli bir gazeteci, oyun yazarı, eğitimci ve müzikolog olarak da Azerbaycan tarihinde iz bırakmıştır.
Bu büyüleyici şehir aynı zamanda Cabbar Garyagdıoğlu, Gurban Pirimov, Bülbül, Seyid Şuşinski, Han Şuşinski, Reşid Behbudov, Niyazi, Fikret Emirov, Süleyman Alasgarov gibi sanatçıların da vatanıdır. Müzikseverler, ünlü şarkıcıları dinlemek veya performans dersleri almak için her zaman buraya akın etmişler.
Şuşa’nın Türk dünyasına bahşettiği en önemli şahsiyetlerden birisi de hem Azerbaycan hem Türkiye’de politikada ve düşünce tarihinde değerli bir yeri olan gazeteci, yazar, hukukçu Ahmet Ağaoğludur.
Şuşa’nın işgalden kurtuluşu
Kültür, sanat ve eğitim merkezi olan güzel Şuşa, düşmanların da daima ilgisini çekmiş, hain saldırıların hedefi olmuştur. Azerbaycan’a yönelik askeri saldırı sonucunda Ermenistan 8 Mayıs 1992’de Şuşa şehrini işgal etmiş ve sistemli bir şekilde halkımızın şehirdeki tarihi ve kültürel mirasını yok etme politikası izlemiştir. Şehirde tarihimizi yansıtan binlerce anıt yıkılmış ve tarihi çarpıtmaya yönelik çalışmalar yapılmıştır.
Ancak Azerbaycan halkı bu işgali hiçbir zaman kabullenmemiştir. Topraklarımızı geri almak ve toprak bütünlüğümüzü yeniden sağlamak için 27 Eylül 2020’de başlayan 44 günlük Vatan Savaşı sonucunda Muzaffer Başkomutan İlham Aliyev liderliğindeki kahraman ordumuz tarihi adaleti sağlamış, 8 Kasım’da Şuşa şehri işgalden kurtarılmıştır.
Muhteşem zaferin ardından Şuşa, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 7 Mayıs 2021 tarihli kararnamesiyle Azerbaycan’ın kültür başkenti ilan edilmiştir. Ayrıca yine Cumhurbaşkanı kararnamesiyle 2022 yılı “Şuşa Yılı” ilan edilmiştir.
Şuşa yeniden canlanıyor
Uzun bir aradan sonra Mayıs 2021’de her Azerbaycanlı için kutsal olan Şuşa’da, Cıdır ovasında geleneksel “Hari Bülbül” müzik festivali düzenlenmiştir. Festivalin açılış töreninde konuşan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Şuşa ile ilgili duygularını dile getirerek, “30 yıl bugünü bekledik, 30 yıl vatan hasretiyle yaşadık. Bu harika geleneği sürdürmeye devam edeceğiz ve bundan sonra Şuşa’da her yıl ‘Harı Bülbül’ festivali yapılacak.” demiştir.
Aynı zamanda 39 yıllık Vagif Şiir Günleri, Şuşa’nın kurtuluşunun ardından bu tarihi şehrimizde Haydar Aliyev Vakfı tarafından yeniden düzenlendi. 29 yıl sonra hemşerileri yine zamanının büyük şairi, düşünürü ve devlet adamı Molla Panah Vagif’i ziyarete geldiler. Şairin türbesinin restorasyondan sonra açılış töreni yapıldı. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Şuşa’yı ülkemizin kültür başkenti ilan etmesi, burada Harı Bülbül Müzik Festivali’nin ve Vagif Şiir Günleri’nin düzenlenmeye devam etmesi sadece Şuşa’da değil, topraklarını işgalden kurtaran ve toprak bütünlüğünü sağlayan ülkemizin tamamında kültür hayatına önemli katkı sağladı.
Manevi başkent
Bugün bütün Azerbaycanlılar Şuşa’yı manevi başkent olarak görüyorlar. Bu hususta kısa zaman önce Dünya Azerbaycanlılarının 5. Kongresi’nin -Zafer Kongresi’nin- özellikle Şuşa’da gerçekleşmesi Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in de söylediği gibi tarihi önem taşıyor.
Şuşa ile ilgili bir diğer sevindirici olay da Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatının (TÜRKSOY) 31 Mart’ta Bursa’da gerçekleştirilen Kültür Bakanları Daimi Konseyi toplantısında Şuşa’nın 2023 yılında Türk dünyası kültür başkenti ilan edilmesi oldu. 2023’te Azerbaycan çeşitli etkinlikler düzenleyerek, ülkemizin kültürel mirasını diğer Türk devletlerine, aynı zamanda tüm dünyaya daha yakından tanıtacaktır. 44 günlük Vatan Savaşı’nda 28 yıllık Ermeni işgalinden kurtulan, bir zamanlar tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dünyaca ünlü Şuşa şehrinin bundan sonra “Türk Dünyasının Kültür Başkenti” misyonunu yerine getireceğine inancımız tamdır. Türk dünyasının kadim kültür beşiği Şuşa, yeniden diriltilecek ve dünyayı kendisine hayran bırakacaktır.
***
[Reşad Memmedov, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisidir]*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.