Kırım Tatar halkının millî lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Trump yönetiminin Ukrayna’ya sunduğu 28 maddelik “barış antlaşması” taslağını sert sözlerle eleştirdi. Kırımoğlu, “Taslağın ilk maddesi Ukrayna’nın egemenliğini teyit ediyor gibi görünse de, büyük çoğunluğu bu ilkeye açıkça aykırı” dedi.
Donald Trump idaresindeki ABD’nin inisiyatifiyle ortaya koyulan 28 maddelik yeni barış planı çerçevesinde Ukrayna için müzakere masası yeniden kuruluyor. İsviçre’de başlayacak olan görüşmeler öncesinde, taslak plan eleştirilerin odağında yer alıyor. Kırım Tatar halkının millî lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, Trump yönetiminden gelen öneriyi değerlendirdi.
Görüşmeler öncesinde Crash Global’in sorularını yanıtlayan Kırımoğlu, ABD tarafından gelen 28 maddelik öneriyi sert bir şekilde eleştirdi.
“HER ŞEYDEN ÖNCE UKRAYNA İLE RUSYA ARASINDA HİÇBİR BELİRSİZLİK YOKTUR”
“Bu 28 maddenin ilki çok güzel sözlerle; ‘Ukrayna’nın egemenliğinin teyidi.’ ile başlıyor” diyen Kırımoğlu, ancak maddelerin büyük çoğunluğunun Ukrayna devletinin egemenliğine açıkça aykırı olduğuna dikkat çekti.
Antlaşma taslağının ikinci maddesinin Rusya’nın Ukrayna ve Avrupa arasında kapsamlı bir saldırmazlık anlaşması yapılmasını; son 30 yıldaki tüm belirsizliklerin giderilmiş sayılmasını öngördüğüne dikkat çeken Kırımoğlu, “Bu da kulağa fena gelmiyor fakat her şeyden önce Ukrayna ile Rusya arasında hiçbir belirsizlik yoktur. Rusya’nın Ukrayna topraklarına saldırısı, topraklarının yaklaşık yüzde 20’sini işgali, işgal altındaki bölgelerde binlerce savaş suçu; sivillerin kitlesel şekilde öldürülmesi, yüzlerce yerleşim yerinin bombalarla yok edilmesi, işgal altındaki bölgelerden 20 binden fazla çocuğun kaçırılarak Rusya’ya götürülmesi, Ukrayna’ya yaklaşık bir trilyon dolarlık maddi zarar verilmesi açıkça ortadadır.” ifadelerini kullandı.
“Böyle bir anlaşmanın ancak Ukrayna’nın tüm toprakları üzerindeki egemenliğinin sağlanmasından, yani her şeyden önce tüm işgal altındaki -Kırım, Donetsk, Luhansk, Zaporijjya ve Herson bölgelerinin- Ukrayna topraklarının özgürleştirilmesinden, savaş suçlularının cezalandırılmasından ve Ukrayna’ya verilen zararın tazmin edilmesinden sonra mümkün olabilir.” açıklamasında bulunan millî lider, buna karşılık, taslağın 22. maddesinin Kırım’ın ve diğer tüm işgal altındaki bölgelerin Rusya’nın toprağı olarak tanınmasını öngördüğünü; dahası, aynı maddenin Rusya’ya, son aylarda on binlerce asker kaybetmesine rağmen ele geçirmeyi başaramadığı Donetsk bölgesinin ek bir kısmının da verilmesini şart koştuğunu kaydetti.
“ULUSLARARASI HUKUKUN NORMLARINA UYULMASI GEREKİRKEN RUSYA ÖDÜLLENDİRİLİYOR”
Genel olarak bakıldığında, Rusya’nın Ukrayna topraklarının yüzde 20’sini işgal etmek ve bu bölgeleri elinde tutmak için yaklaşık 1 milyon 160 bin asker kaybettiğini anımsatan Kırımoğlu, “Bu nedenle, bu ‘barış antlaşmasının’ yazarlarının asıl kaygısının Rusya’nın saldırganlıkla elde etmeye çalıştığı hedeflere ulaşmasını ve işgal ettiği toprakları daha fazla kayıp vermeden elinde tutmasını sağlamak olduğu anlaşılıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Millî lider Kırımoğlu taslak hakkındaki görüşlerini şu sözlerle sürdürdü:
Yani uluslararası hukukun normlarına uyulması gerekirken, saldırgana kurbanın toprakları, Rusya’ya işlediği suçlar nedeniyle uygulanmış yaptırımların kaldırılması, savaş suçlularının sorumluluktan kurtarılması ve hatta Rusya’nın dünyanın önde gelen ülkeleri kulübü olan G7’ye davet edilmesi, Rusya’nın küresel ekonomiye yeniden entegre edilmesi ve saldırganla uzun vadeli ekonomik iş birliği gibi ödüller öneriliyor.
“MEDENİ DÜNYA, ULUSLARARASI HUKUK NORMLARINI BU KADAR KÜSTAHÇA ÇİĞNEYEN BİR ANLAŞMA TASLAĞI GÖRMEMİŞTİR”
Öte yandan ABD’nin Ukrayna’nın geride kalan kısmına güvenlik garantileri vermesini öngördüğünü açıklayan Kırımoğlu, “Ancak Ukrayna işgal altındaki topraklarını kurtarmaya kalkarsa, 10b maddesi uyarınca bu garantiler iptal ediliyor ve Ukrayna’nın bu tür girişimlerde bulunmaması için taslağın 6. maddesi, Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin sayısının 600 bini aşmaması gerektiğini belirtiyor. Buna karşılık saldırgan ülkenin silahlı kuvvetlerinin sayısı için hiçbir sınırlama öngörülmüyor. Muhtemelen medeni dünya, uluslararası hukuk normlarını bu kadar açık ve küstahça çiğneyen bu denli utanç verici bir anlaşma taslağı görmemiştir.” dedi.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy’ın halka hitabında, Ukrayna’nın en güçlü müttefikini kaybetmek ya da onurunu kaybetmek arasında seçim yapması gerekebileceğini sözlerine atıf yapan Kırımoğlu, Ukrayna halkının onurunu korumayı tercih edeceğini düşündüğünü kaydetti.
“BÖYLESİ BİR BARIŞ ANTLAŞMASININ UYGULANMASI, KIRIM TATARLARI İÇİN YIKICI SONUÇLARA YOL AÇACAKTIR”
Öte yandan taslağı Kırım ve Kırım Tatarları açısından da değerlendiren millî lider, “Böylesi bir barış antlaşmasının uygulanması, Kırım’ın yerli halkı, yani Kırım Tatarları için yıkıcı sonuçlara yol açacaktır. 2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı işgalinden sonra, bölge korku ve baskı yarımadasına dönüştü. İşgalciler, en kapsamlı baskıları Kırım’ın yerli halkına uygulamaktadır.” ifadelerini kullandı.
Kırımoğlu konu ile ilgili değerlendirmesinde son olarak şunları söyledi:
Sadece şunu belirtmek yeterlidir ki, Kırım Tatarlarının sayısına ve tüm Rusya nüfusuna orantılı olarak, Kırım Tatarlarına yönelik siyasi ve dini baskılar (tutuklamalar, aramalar, işkenceler, kaçırmalar, cinayetler vb.) tüm Rusya’daki siyasi baskıların 52 katından fazladır. Şu anda, Kırım Tatarlarının yüzde 15’inden fazlası kendi vatanlarını terk etmek zorunda kalmış, Ukrayna’nın özgür bölgelerine veya diğer ülkelere göç etmiştir. Birçoğu, baskı tehdidi veya Rus ordusuna zor alınıp Ukrayna’ya karşı savaşa gönderilme korkusuyla vatanını terk etmiştir. Aynı zamanda, Kırım’a en az 1 milyon yeni Rus vatandaşı getirilmiştir ve bu süreç devam etmektedir. Bu nedenle, Kırım işgalden kurtarılmazsa, öngörülebilir bir gelecekte Kırım Tatar halkının tamamen yok olacağı öngörülebilir.


BoyukMillet.com Türkçe Biz yanmasaq vətən yanar
