Herşeyin bir sınırı vardır. Değişik kelimelerle ve uyarıcı cümlelerle nitelemek mümkündür. Toplum içinde ben her zaman her yerde istediğim şekilde hareket eder ve yaşarım diyemeyiz.
Kurallara uygun şekilde yaşama zorundayız.
Kurallara uyulmadığı zaman bazen insanın kendisi zarar gördüğü gibi başkasınada zarar verebiliyor.
Bu durumu yaşamın her alanında düşünmek ve ona göre davranmak gerekir.
Her gün ve hemen hemen hepimizin karşılaştığı, gördüğü ve şikayetçi olduğu trafikte ağır bedeller ödenmesine rağmen ders almıyoruz.
Yorgun, uykusuz ve alkollü araç kullanılmaması gerekiyor. Trafik ışıklarına uyulması şarttır. Ama kırmızı ışıkta geçip hem kendisine hemde suçsuz ve günahsız karşı taraftaki insanlara verilen zararlar büyük oranda olup can yakıyor.
Hız sınırına uymama, iki araç arasındaki olması gereken mesafe kuralına uymama gibi nedenler yüzünden maddi hasarlı uğranılan ve uğratılan zararlar can yakıyor.
Araç kullanan kişi yayanın da hak ve hukukunu düşünmeli ve bilerek sorumluluk içinde hareket etmelidir.
Yayalarda “geçiş hakkı yayanın” hakkını suistimal ederek kötüye kullanmamalıdır. Bazı yayaler kasıtlı olarak ağır ağır umursamaz bir şekilde geçtiği gibi eli ile ağır ol işareti ile gıcık vermekte ve hakkını kötüye kullanmaktadır.
Trafik kazalarını artıran yasak olmasına rağmen çoğunlukta uyulmayan konu direksiyon başındaki kişinin telefon konuşması büyük, küçük bir çok zararlara sebep olmaktadır.
Çoğalma var ama azalma yok. Ders çıkarmada yok!
Trafikte kuralsızlıklar nedeni ile karşılaşılan çok örnekler var. Mesala her gün olmaya başlayan ve gitgide çoğalan kazalardan biriside motosikletli kuryelerdir.
Sağından, solundan yılan gibi kıvrılarak ani ve hız sınırı yüksek bir şekilde geçmeleri korkutucu ve ürkütücü olup ölümlü sonuçlar hızla çoğalmaktadır.
Trafikte her zaman her şeyle karşılaşmak rutin haline gelmeye başladı.
Araç kullananlar kırmızı görmüş İspanyol boğaları gibi kavgaya hazır durumdalar.
Maşallah herkeste bıçak, sopa, silah gibi yaralayıcı aletler gırla gidiyor. Toplum olarak herkesin şapkasını önüne koyup düşünmemiz gerekiyor bu gidiş hayra alamet değildir.
Bizim sürücüler yurtdışında kural neyse ona uymaya kendisini mecbur hissediyor.
Ama kendi ülkesinde bu mevburiyet azami derecede ihmal edilyor.
Sebeplerini ve gelinen, yaşanılan sonuçlara çok örnekler vermek mümkündür.
Cezalar bir dereceye kadar caydırıcıdır.
Köklü çözüm ise iyi bir eğitim ve sıkı, sürekli ciddi denetimlerdir.
Yazık hepimize ve ülkemize!
Milyarlarca maddi hasarlı uğranılan zararlar yanında nerede ise trafik kazaları nedeni ile ölümler yanında sakatlar ordusu oluştu.
Hayatımız kuralsızlıklar nedeni ile bu kadar ucuz olmamalıdır!
Türkiye Azerbaycan Dernekleri Federasyonu
Kurucu ve Onursal Başkanı ve Kocaeli Haydar Aliyev Kültür Evi Yönetim Kurulu Başkanı
Bilal Dündar