Bilindiği gibi Avusturya’nın Viyana kentinde bir terör saldırısı meydana geldi, dört kişi öldü, 14 kişi yaralandı. Avusturyalı yetkililere göre fail, IŞİD terör örgütünün hayranıydı.
Olayla ilgili yorum yapan Almanya Başbakanı Angela Merkel, açıkça Müslümanlara düşmanlığını dile getirdi. Yaptığı açıklamada, “İslamcı teröre karşı mücadele ortak mücadelemizdir.” Dedi. Merkel’in bunu söylemesi ve İslam’ı terörizmle özdeşleştirmesi ne kadar doğru?
.Dinler arası ilişkilerin bozulmasına ve gerginliğine yol açar”
Konuyla alakalı Tum1haber’den Oktay Hacımusalı’ya konuşan Uluslararası Sosyo-Politik Süreçler Çalışmaları Merkezi (ISBAM) Başkanı Samir Adigözelli Merkel’in İslam’a düşmanlık göstermesinin kabul edilemez olduğunu söyledi. Adıgözelli’ya göre bu, Batılı liderlerin ve yetkililerin İslam’ı terörizmle özdeşleştirmeye yönelik ilk girişimi değil. “Dünyanın önde gelen ülkelerinin liderlerinin İslam’ı terörizmle özdeşleştirmeleri ve dinimize karşı bu kadar çirkin iddialarda bulunmaları ilk kez değil. Ne yazık ki Fransa Cumhurbaşkanı, Almanya Başbakanı ve diğerleri, politikalarına bakmak yerine, bu tür çirkin açıklamalar yapıyorlar. Kendini büyük bir devletin başı olarak gören bir yetkili, İslam Peygamberi aleyhine konuşursa veya İslam’ı terörizmle özdeşleştirirse, bu dini takip eden milyonlarca insanın haysiyetiyle oynamış olur. Merkel’in görüşleri hiç de normal değil ve dinler arası ilişkilerin bozulmasına ve gerginliğine yol açıyor. Aslında, bu tür saçma sapan açıklamalarda bulunan devlet başkanları, dinlerarası uyumun ihlal edilmesinden sorumlu tutulmalıdır. Hristiyanların uygulayanların yanı sıra bu ülkelerin Hıristiyan nüfusu da devlet başkanlarına seslenip onlardan bu çirkin kampanyayı durdurmalarını isterse iyi olur. Masum insanların hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan Viyana’daki terör saldırısını herkes kınıyor ve bu çok kötü bir şey. Muhtemelen fark ettiğiniz gibi, terör mağduru yaralılara Türkler ve Müslümanlar yardım ettiler, hatta polise bile yardım ettiler. Bunlar unutulmamalıdır.”
Adigözelli’ye göre İslam’ı terörizmle özdeşleştiren Batılı liderler, önce Müslümanların ve büyük bilginlerin dinlerarası ilişkilerin, birarada yaşamanın ve barışın gelişmesine büyük katkılarına dikkatle bakmalı, sonra İslam’ın ne olduğunu görmelidirler. “Bugün Azerbaycan, Ermenistan teröründen muzdarip. Dağlık Karabağ’daki ayrılıkçı rejim 30 yıldır terör suçları işliyor. Yoksa barışçıl Azerbaycan Türklerinin Gence ve Berde’de Ermeniler tarafından vurularak öldürülmesi insanlığa karşı işlenmiş terör suçu değil mi?! Hem Merkel, hem de Macron Ermeni terörünü iyi görüyor, ancak kabul etmek istemiyor. Bugün Azerbaycan halkına yönelik terör suçunun doğrudan sorumluluğunun bir Hıristiyan olan Ermenistan’a ait olduğunu ve bu suçların Ermeniler tarafından işlendiğini kabul etmek istemiyorlar. Bugün ASALA ve diğer Ermeni terör örgütleri Avrupa’yı ve Batı’yı tehdit ediyor. Merkel, Azerbaycan ve Türkiye ile bağlantılı bir terör örgütü gösterin bana. Böyle bir örgüt yok. DAİŞ’in faaliyetlerine gelince, Türkiye devleti DAİŞ’e karşı en çok mücadele eden devlet oldu. Türkiye’nin DAİŞ’le mücadelesinde, Suriye ve Irak’taki operasyonlarında hangi Avrupa ülkeleri yer aldı? Aksine, bir dizi önemli askeri-politik durumda Türkiye orada yalnız kaldı. Türkiye yine o terör örgütüne karşı savaştı. Bu nedenle, Merkel’in İslam’ı terörizm ile özdeşleştirmesi kabul edilemez ve bir devlet başkanına yakışmaz. Bir devlet başkanı düzeyinde, kötülüğe, şantaja ve İslam’a karşı kışkırtmaya hizmet eden bir tutum sergilemek kesinlikle kabul edilemez. Bu, dinler arasındaki çatışmaları kışkırtmaya hizmet etmektedir.” – dedi.
Boyukmillet.com