Azerbaycan topraklarında yüzyıllardır yaşayan insanlar buraları kendi öz Vatanları olarak görüyor ve bu Vatan, bu toprak uğrunda seve seve canlarını veriyorlar. Sonuçta Azerbaycan onların da Vatanı!… Bu vatan uğunda canlarını seve seve verenlerden bir tanesi de ulusal şehidimiz, Azerbaycan’ın Milli Kahramanı Yuri Kovalyov!… Şanlı ordumuzun kazandığı zaferden sonra şehidimizin kızı Regina Kovalyovayla sanal ortamda bir röportaj gerçekleştirdik. Ankarabaku.com olarak bu değerli röportajı sizlere sunmaktan gurur duyuyoruz.
-Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Bayan Kovalyova kimdir?
-Ben Regina Kovalyova – Azerbaycan Milli Kahramanı Yuri Kovalyov’un kızı. Azerbaycan Rus Gençlik Derneği Yönetim Kurulu Üyesi. Azerbaycan’daki Rus cemaatinin Nizami ilçe teşkilatının gençlik grubu başkanı. Yeni Azerbaycan Partisi (YAP) Nizami ilçesi Gençlik Teşkilatı Başkan Yardımcısı. Aynı zamanda 12 yılı aşkın süredir turizm alanında çalışıyorum.
– Öncelikle Azerbaycan deyince aklınıza ne geliyor? Bu aşk şehidimizin, Milli Kahramanımızın kızı olmaktan mı ileri geliyor, yoksa bu aşk genel olarak kanınızda ve ruhunuzda mı var?
-Vatanseverlik bugün güzel ve modaya uygun bir kelimedir ve birçok kişi tarafından kesin olarak kabul edilmiştir. Vatanseverlik benim için ne ifade ediyor? Bu, Azerbaycan marşı çalındığında, ülkemizin tarihini duyduğumuzda sözlerle ifade edilmeyecek mahrem bir duygudur. O anda kalp durur ve gözyaşları akar. Bu duygular benim tarafımdan değil, vatanıma olan gerçek aşkım tarafından kontrol ediliyor. Vatanseverlik sorunu ailemizde hiçbir zaman önümüzde durmadı. Çünkü çocukluğumuzdan beri bu ruhla büyüdük ve büyütüldük.
– Şüphesiz Azerbaycan çok kültürlü ve çok uluslu bir ülkedir. Okurlarımıza bu ülkedeki hoşgörüyü biraz anlatır mısınız?
– Azerbaycan’da ulusal azınlıkların ve etnik grupların barış içinde bir arada yaşaması, Ulusal lider Haydar Aliyev’in ve onun değerli halefi – Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in çabalarının bir sonucudur. Azerbaycan, milliyeti veya dini ne olursa olsun farklı milletlerin temsilcilerinin vatanıdır. Azerbaycan’da hem Müslüman hem de Hristiyan bayramları birlikte kutlanmaktadır. Bu hoşgörü, Azerbaycan halkının diğer ahlaki değerlere saygı duymasından kaynaklanmaktadır.
– Vatan Savaşımız bitti ve topraklarımız işgalden kurtuldu. Örneğin, Şuşa’nın kurtuluşu haberini duyduğunuzda kendinizi nasıl hissettiniz?
-Duygularımı ve hislerini ifade etmek çok zor. Ne de olsa bunu uzun zamandır bekliyorduk. Savaş başladığından beri günlerimin ve gecelerimin sayısını kaybettim. Hemen hemen hiç yaşamıyordum. Kalbim, düşüncelerim ve gözyaşlarım sadece Karabağ’daki askerlerimizle beraber oldu. Endişeyle haberleri izliyordum ve bilgi bekliyordum. Her zafer haberini duyduğumda neler hissettiğimi kelimelerle ifade edemiyorum. Öte yandan şehitlerimizin fotoğraflarını görünce kalbim kanıyordu. Sonuçta, yerli bir insanın kaybının ne olduğunu biliyorum. Şuşa’nın Ermeni işgalinden kurtuluş haberini çok duygusal olarak aldım. Babamın portresine sarıldım ve uzun süre ağladım. Evet, ağladım … Uzun zamandır beklenen bir olaydı. Aynı zamanda ruhum ağlıyordu. Çünkü bu süre zarfında yaşadığım acı beni parçalıyordu. Ama zaman asla yaralı kalbimi iyileştirmeyecek. O gün toplanıp Şehitler Hiyabanı’na gittik. Şehitlerin asla ölmediğini ve her şeyi gördüklerini biliyorum. Ama babama şahsen söylemek istedim. Biliyorsunuz, babamın en büyük hayali Şuşa’da bayrağımızı yükseltmekti. Ancak hayalini gerçekleştiremedi. Babama hayalini gerçekleştireceğime söz verdim. Biz ailesi olarak, sağlık olsun Şuşa’da şanlı bayrağımızı dikeceğiz.
– Türkiye ve okuyucularımıza Azerbaycan ve Türk dünyası hakkında söyleyeceğiniz bir şey var mı?
– Türkiye ve Azerbaycan kardeş iki ülke ve ikili ilişkiler açısından hepimiz gurur duyduğumuz en yüksek zirvedeyiz. Bizler aynı kökene sahip insanlarız. Kardeş ülkeye şükranlarımı sunmak istiyorum. Türkiye’nin desteğinden asla şüphe duymadık. Ülkelerimizin her zaman yakın ve destekleyici olacağına inanıyorum. Sonuçta biz “bir millet ve iki devletiz”.
Röportaj: Oktay Hacımusalı