Türkiye-Azerbaycan Kardeşliği ve Dostluğu Ebedidir…

Evet, dünyada devletlerin dostlukları karşılıklı menfaat ilişkilerine göre şekillenmektedir. Yaşanılan örneklere bakıldığı zaman menfaatler bitince dostlukta bitiyor.

Menfaate dayanmayan ve dünyada eşi ve benzeri görülmemiş tek örnek Türkiye-Azerbaycan kardeşliği ve dostluğudur.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Azerbaycan’ın kederi kederimiz, sevinci sevincimizdir demiştir.

Kurtuluş Savaşımız’da en büyük maddi ve manevi desteği kardeş Azerbaycan vermiştir.

Atatürk, Azerbaycan’ın devlet başkanı Neriman Nerimanov’a mektup yazarak teşekkür edip borcumuzu en kısa zamanda ödeyeceğiz diyor.
Mektuba gelen cevap ise;

” Kardeşin kardeşe borcu olmaz, kardeş kardeşin elini tutar” deniyor.
Çanakkale Savaşımız’da binlerce Azerbaycan’lı kardeşimiz gönüllü olarak savaşa katılıp şehit düşmüşler.

Azerbaycan’ı katliamdan Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu kurtarmıştır.

Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarının 44 gün süren zafer savaşında kurtarılması sırasında Türkiye 85 milyon olarak maddi ve manevi olarak verdiği desteğini dünyaya net bir şekilde duyurdu.

Allah bir daha göstermesin hala yaralarını sarmaya çalıştığımız Deprem felaketinde en büyük desteği Azerbaycan vererek acıları yüreklerinde hissederek anında ve sürekli yardım yapmış ve yapmaya devam etmiştir.

Zafer savaşı sonrasında iki ülkenin devlet başkanları tarihi ŞUŞA Beyannemesini imzalayarak stratejik ortaklığı ebedileştirmişlerdir.

Herhangi bir nedenle üçüncü bir ülke ile savaşa giren devletin yanında yer alınacak ve birlikte mücadel edilecek vede savaşa girilecektir.

Karşılıklı ilişkilerimizin derinliğini bütün dünya biliyor.

Bu güçlü kardeşlik ve dostluk bağı diğer Türk Cumhuriyetlerini de içine alarak büyümeye ve örnek olmaya başlamıştır.

Birlik ve beraberliğimizi bozmaya çalışan insanların hatta devletlerin olduğu bilinmektedir.

Araya yalan, dolan sözlerle çıkarları için önyargılarıyla ilişkilerimizi bozmaya çalışanlar dün vardılar.

Bugünde varlar.
Yarında var olacaklar.
Bunları görüyor ve biliyoruz.

Bizim kardeşliğimiz ve dostluğumuz devlet arasında olduğu gibi birebir insanlarımız arasında da köklü ve kalıcıdır.

Her dönemde her yerde olduğu gibi art niyetli, rüya gören, kerameti kendinde gören, ajan provokatörlerin çabası ve düşünceleri zerre kadar etki yaratmaz.

Ülkelerimizde halkın demokratik tercihleri ile yönetime kim gelirse gelsin kardeşlik ve dostluğumuz aynen devam eder.

Buna kimsenin zerre kadar şüphesi yoktur.
Ortalığı bulandırmak için dedikodu yapanlar, kendi karanlık emelleri ile tarihin çöplüğüne gömüleceklerdir.

Kişiler ve makamlar gelip geçicidir. Devletler kalıcıdır.

Türkiye-Azerbaycan kardeşliği ve dostluğunu geliştirmek ve ebedi kılmak hepimizin tarihe karşı vazgeçilmez ve ertelenmez onurlu bir borcumuzdur.

Bilal Dündar