Türkiye Cumhurbaşkanının Yeniden Azerbaycan Ziyareti iki Kardeş Ülkenin ilişkilerine ne kazandıra bilir?
Bence çok fazla bir şey katamaz, katamaz çünkü bu bölge daha buna hazır değil! En az 100 yıllık bir kardeşlik ilişkisinin yarısına yakın bir döneme bende dahilim ve katkılar sunmaya çalışmış biriyim.
Benim çalışma ve katkı sunmaya çalıştığım yarım asırlık dönemde bile sayısız antlaşmalar, sözleşmeler, kardeşlik gurupları, parlamento gurupları, Federasyonlar, dernekler, TİKA, YTB, Türk Devletleri Teşkilatı, TÜRKSOY, TÜRK KONSEYİ, vs…..
Bunlar benim aklıma gelip de saydıklarım, daha bunlar gibi yüzlerce teşkilat ve kurum..
Geldiğimiz noktaya bakılırsa, bu konuda bir Arpa boyu yol alınmamış!
Tamam 44 günlük Karabağ zaferi iki kardeş ülkenin zaferi gibi görüne bilir ve öyledir, en azından duygusal bağlar açısından bu böyledir!
Ama o kadar, başka hiçbir şey gerçekçi olarak görünmemekte.
Ben bu yarım asırı yaşadığım Avrupa yaşamımdan örnekler sunarım her seferinde çünkü bu aslında örnek alınması gereken bir durumdu ve bu güne kadar maalesef alınmadı.
Gelin kısa bir hatırlama yapalım;
İkinci Dünya harbi, bu harbin bitişi 1951 ci, yıllar ve Almanya Fransa kendi aralarında ağır savaşlar yaşıyor, tabi bu savaştan Avrupa merkezde bulunan bir kaç ufak devlet ( Hollanda, Belçika, Lüksemburg) da ağır etkilenmişti ve bu savaştan ağır bir ekonomik ve fiziksel yıkıntıyla çıktılar. Acil toparlanmamın yollarını arıyorlardı ve bu ülkelerin elinde sadece kullanabilecekleri iki madde vardı, Çelik ve kömür madeni, kurtuluşlarını burada görüyorlardı! Robert Schuman (Fransa Dışişleri Bakanı), Eski Milletler Cemiyeti Genel Sekreteri Jean Monnet’in tasarısına dayanarak bu Çelik ve Kömür üretimini bağımsız bir kuruma devretme düşüncesini dile getirip, önceleri Benelüks olarak adlanan ( Hollanda – Belçika – Lüksemburg) ufak bir birlik oluşturup, adını Belçika’nın BE harflerini, Hollanda’nın ( Nederland) NE harflerini, Lüksemburgun LÜKS harflerinin bileşimden oluşan BENELÜKS ismini uygun görmüşlerdi.
Bu Merkez Avrupa’nın, en ufak üç Devleti daha sonra yanlarına iki düşman ülke Almanya ve Fransa’yı da alarak İtalya dahil 6 üye devlet olup, Avrupa kömür ve Çelik Topluluğunu oluşturdu.
Bu Topluluğun ilk Başkanı ‘da bu işin fikir Babası olan Robert Schuman olmuştu.
Daha sonra ne yapıyorlar?
Altı üye devlet, 1957’de, işgücü ile mal ve hizmetlerin serbest dolaşımına dayanan bir ekonomik topluluk kurmaya karar verdiler.
Böylece, kömür ve çeliğin yanı sıra diğer sektörlerde de ekonomik birliği kurmak amacıyla, 1957’de Roma Antlaşması imzalayarak Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) kuruyorlar. AET’nin amacı, malların, işgücünün, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaştığı bir ortak pazarın kurulması ve en nihayetinde siyasi bütünlüğe girmekti.
Daha fazla uzatmak istemiyorum konuyu ve bu olaylar 6-7 yıllık bir sürede oluyor ve o sıralar Avrupa bir çığır daha açıyor, savaşta ağır kayıplar verdiklerinden iş gücü sıkıntısı çekiyorlar ve yerin yüzlerce metre derinliğinde bulunan ve kendileri için çok önemli olan bu iki madeni ( Kömür ve Çelik) çıkaracak işgücüne ihtiyaç duymaları üzerine içlerinde Türkiye nin, de bulunduğu , İtalya, İspanya, Portekiz, Fas ( Marakeş) Tunus, Cezair vs… ülkelerinden antlaşmalı olarak ( Devletler arası antlaşma ile) iş gücü insan talep ediyor.
Türkiye bu birliğe en fazla iş gücü veren ülkelerin başında!
Yine Türkiye Avrupa dahil olmakla ta o tarihlerde ( 1960 yılların başında) bir çok ülke ile Sosyal Güvenlik sözleşmesi imzalıyor.
Ve ta o Tarihlerde 30-32 ülke ile yapılan bu güvenlik sözleşmesinde, Azerbaycan da var, var ama bu bir türlü yürürlüğe girememiş, tüm ülkelerle sorunsuz uygulanan bu Sosyal güvenlik Anlaşması Maalesef Azerbaycan ile hala günümüzde bile uygulanamamakta.
Şimdi gelelim asıl konumuza, ben yazımın başında neyi işaret ettim? Bu görüşmeler, anlaşmalar vs… gündeme alınmazken ve halen bir Azerbaycan veya Türk vatandaşı bu iki kardeş ülke arasında ciddi formalite ve Bürokratik sorunlarla boğuşuyorken ve Azerbaycan Vatandaşları Türkiye de, en ufak seviyede ikamet izni bile alırken sorun yaşıyorsa, siz Birlikten, kardeşlikten vs… Konuşamazsınız ve buna hiç kimseyi inandıramazsınız.
Türkiye Azerbaycan ilişkileri 100 yılında, istenilen düzeye gelmemişse bunun sorumluları o günden bugüne kadar iki Ülkenin siyasi otoritelerindedir ve bugün de bu aynı devam etmektedir.
Ya ciddi bir kardeşlik, ekonomik iş birliği, sosyal güvenlik ve serbest dolaşım, olmalı, ya da kimse boş-boş kardeşlikten söz etmemeli.
14 Haziran 2023
Bülent Gürçam
Lobi ve Diaspora Araştırmacısı