Pazartesi , 15 Nisan 2024
Drone Cameras

Ya devlet başa ya kuzgun leşe

28 Mayıs’ta ikinci turu yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerini asrın seçimi olarak niteleyen ve “100 yıllık cumhuriyet tarihinin yol ayrımındayız” sözleriyle önemine dikkati çeken Avrupa MÜSİAD’ın kurucu Genel Sekreteri işadamı Erdal Arslan, Türkiye’nin bu son derece kritik seçimini ve Avrupa’nın Türkiye’ye bakışını Akit’e değerlendirdi. Türkiye’nin siyasi, ekonomik ve askeri alanda kat ettiği başarının batılı ülkeleri çok rahatsız ettiğini anlatan Arslan “Bu seçim, ülkemizin tam bağımsızlık seçimidir. Ya tam bağımsız olacağız ya da emperyalist güçlerin kaderimizi ve sınırlarımızı yeniden belirlediği haritalara razı olacağız. 28 Mayıs’ta buna karar vereceğiz” dedi.

Muhammet Kutlu  Ankara

Otuz yılı aşkın bir süredir Avrupa’da yaşayan, Avrupa MÜSİAD’ın kurucu Genel Sekreteri, işadamı Erdal Arslan Türkiye’nin bu son derece kritik seçimini ve Avrupa’nın Türkiye’ye bakışına ilişkin Akit’e çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Sınırlar yeniden çizilecek

30 yıldan fazladır Avrupa’da yaşadığını ve dünya haritasının bir çok bölgesinde ticaret yaptığı için dünyanın Türkiye’ye bakışı hakkında bilgi sahibi olduğunu anlatan Arslan, “Buradan hareket ile diyorum ki; 100 yıllık Cumhuriyet tarihinin yol ayırımında, dönüm noktasındayız! ABD güdümündeki tek kutuplu dünya, çok kutuplu olmaya doğru köklü bir dönüşüm mücadelesinde. ABD, Çin, Rusya ve Avrupa gibi küresel güçler arasında amansız bir çekişme yaşanıyor. Dünyayı paylaşma mücadelesinde haritalar yeniden belirleniyor ve sınırlar yeniden çizilmek isteniyor. Küresel güçler, kendilerine zorluk çıkaracak ülkelerdeki iktidarları devre dışı bırakmayla işe başlar. Bu güçlerin hesaplarında stratejik öneme sahip olan ülkelerden birisi de hiç şüphesiz Türkiye. Ancak Türkiye’deki iktidar, küresel güçler için çok önemli bir engel. İşte bu engeli ortadan kaldırmak için ABD, İngiltere ve işbirlikçileri AB ülkeleri 15 yıldır ülkemizi her yönden kuşatmıştır. Amaçları mevcut iktidarı devre dışı bırakarak söz geçirecekleri zayıf bir yönetimi iş başına getirmek ve daha sonra da Türkiye topraklarını birkaç parçaya bölmektir. Türkiye parçalanmak istenmektedir: Bir yandan iç kargaşa diğer yandan on binlerce tır silah yardımı yaptıkları PKK, PYD gibi terör örgütlerini ile dış müdahalede bulunarak bir iç savaşla Türkiye’yi çökertmek istiyorlar. Böylece Ortadoğu’da istedikleri her şeyi sorunsuz bir şekilde elde etme imkânı bulmuş olacaklar” dedi.

Büyük tehlikeyi gören binlerce yıllık devlet aklı devreye girdi

Emperyalistlerin bu hesaplarına karşı binlerce yıllık devlet aklına sahip Türkiye’nin gerekli tedbirleri aldığını vurgulayan Arslan, şöyle devam etti; “Türkiye’nin de tıpkı komşu ülkeler gibi bölünmek ve işgal edilmek istendiğini gören iktidar, son on beş yıl içinde bunun önüne geçmek için harekete geçti. Olağanüstü bir çaba ile kısa sürede Türkiye’nin kendisine yapılacak saldırılara karşı koyacak savunma silahlarını yapmayı başardı. Başta insansız savaş uçakları olmak üzere havada, karada ve denizde çok üstün yeteneklere sahip silahlarla, roketler ve füzelerle caydırıcı bir güce ulaştı. Bir ülkenin ‘tam bağımsız’ olması için bir vatana, bayrağa, para birimine, orduya sahip olması yetmez. Kendi silahları ile kendisini koruma gücüne ve kendisine yetecek enerjiye sahip olmayan hiçbir ülke, tam bağımsız sayılamaz. Bu nedenle küresel güçler, hiçbir ülkenin kendisini koruyacak silaha ve enerjiye sahip olmasını istemez. Buna yönelik çabalara da müsaade etmezler. Şu anda ‘yarı bağımsız’ bir ülke konumunda olan Türkiye, özellikle son 10 yılda kendisini tam bağımsız yapacak gücü elde etmek için dış güçlere ve onların yerli uzantılarına karşı büyük bir mücadele vermektedir. Türkiye, savunma sanayindeki büyük başarısı ve Karadeniz gazı ile artık küresel güçlerin hizmetinde ve onların boyunduruğu altında yaşama mecburiyetinden kurtuldu.”

Türkiye artık küresel bir güçtür

Bölgesindeki en büyük güç olan Türkiye’nin artık küresel bir güç olma konusunda da büyük bir gelişme içinde olduğunu anlatan Arslan “Sekiz Türk devletinden oluşan ‘Türk Devletleri Teşkilatı’ ile büyük bir güç oluşturma yolunda çok önemli bir adımın atılmış olması, Türkiye’nin gücüne güç katmıştır. Diğer yandan Mavi Vatan’da, Suriye’de, Irak’ta ve Libya’da küresel güçlere geçit vermeyerek gücünü bütün dünyaya kanıtlayan Türkiye, bölgesinin oyun kurucu ülkesi olmuştur. Bu nedenle ülkemiz, tam bir kuşatma altındadır. Emperyalist güçler dışarıdan kuşatmanın tek başına yeterli olmayacağını bildikleri için içeride de PKK ve FETO terör örgütleri başta olmak üzere, istihbarat örgütleri, siyasi partiler, fonladıkları medya, aydınlar, akademisyenler, STK’larla da güç birliği yaparak iktidarı devirmek için mücadele ediyorlar. Bu sinsi planın farkında olan vatanseverler, siyasi düşüncelerini bir kenara bırakıp, partiler üstü bir duruşla bir araya gelmiş ve Gezi olayları, yargı darbesi ve 15 Temmuz darbe teşebbüsü boşa çıkarılmıştır. Aynı zamanda devreye sokulan hendek olaylarıyla Güneydoğu’da bir Kürt devleti kurma kalkışması da hendekleri kazanlara mezar yapılarak bastırıldı. Şimdi de Suriye ve Irak topraklarında ABD’nin on binlerce tır silah desteği verdiği terör devleti kurdurmak istiyorlar” dedi.
ÖNE ÇIKAN VİDEOPlay Video

Son umutları Erdoğan’ı devirmek

Bütün girişimlerinde başarısızlığa uğrayan küresel güçlerin, son bir umutla iktidarı devirmek istediğine dikkat çeken Arslan, sözlerini şöyle noktaladı: “Bu gerçeği gören her vatanseverin yapması gereken bir şey var, o da; Bu seçimin bir parti seçimi olmadığı, devletin ve milletin geleceğinin tayin edileceği bir seçim olduğu bilinci ile siyaset üstü bir duruşla devletinin, vatanının ve milletinin yanında yer alarak bu siyasi saldırıyı, bu kirli kuşatmayı da boşa çıkarmaktır. Bu seçim, vatanımızın tam bağımsızlığı seçimidir. Ya tam bağımsız bir ülke olacağız ya da kaderimizi tamamıyla emperyalist güçlerin ellerine bırakacağız ve onların sınırlarımızı yeniden belirleyecekleri haritalara razı olacağız. Gün, vatanımızı koruma günüdür. Bu seçim, bir parti seçimi veya bir hükümet seçimi değildir. Bu seçim, ülkemizin geleceğini belirleme seçimidir. Herkes şu soruları kendisine sormalı ve ona göre seçimini yapmalıdır: ABD, İngiltere ve Avrupa kimi istiyor? PKK/PYD, HDP kimi istiyor? FETO kimi istiyor? LGBT kimi istiyor? Küresel sermayenin Türkiye ayağı olan boğazdaki yalı ehli ‘Beyaz Türkler’ kimi istiyor? Suriye, Yunanistan, Ermenistan kimi istiyor? Vatan hainleri kimi istiyor? Marksist/Leninist örgütler kimi istiyor? Önemli olan bunların istediklerini isteyip istememektir.”

Akit

Check Also

Can Azerbaycan Hemreyliğiniz Ebedi ve Kutlu Olsun

31 Aralık Dünya Azerbaycanlılarının Hemreylik (Dayanışma) Günü, Azerbaycan Türklerinin sembolik olarak birlik ve beraberlik günüdür. …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir